'AK Parti anayasa taslağı sürecinde üç hata yaptı'

- Anayasa yapılma sürecini yöntem olarak doğru buluyor musunuz?
- Herkes bu anayasanın değişmesini istiyor ama usulü bilmiyoruz. Çünkü hiçbir anayasamız normal prosedürle hazırlanmadı. Darbe olmasını mı bekleyeceğiz? Yöntem nasıl izlenecek dediğiniz zaman, AK Parti'nin izlediği yöntem sıkıntı yaratan bir yöntem. Ama bunu söylerken YÖK Başkanı ve Ertuğrul Özkök de haklı anlamı çıkmasın, çünkü onların amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek.

- Ama eleştirmek gerekiyorsa, onlar eleştiriyor diye de eleştirmemek olmaz...
- Olmaz tabii. Anayasa toplumsal gelenekler ve teamüllerden, evrensel değerlerden ve toplumsal mutabakattan beslenir. Bu üçünü bir araya getirmek için, çok şeffaf olmanız gerekir. Anayasa metninden önce, anayasanın nasıl hazırlanacağına, nasıl tartışılacağına dair açık seçik tanımlı bir katılım politikası ortaya koymak gerekirdi. Çünkü usul, esastan önce gelir. Ben AK Parti'nin başından beri bu katılım politikasını ciddiye almadığı kanaatindeyim. Bunun nedeni de ataerkil zihniyeti ve doğruya faydacı yaklaşması. Sadece yöntem olarak da değil, taslağın hazırlanma biçiminde de sıkıntı var. Zaten sıkıntılı ve çatışan bir ülkeyiz, uzlaşma kültürü nedir bilmeyiz. Uzlaşma demek her iki tarafı da tatmin edecek bir manasızlık demek Türkiye'de, karşılıklı etkileşim değil. AK Parti, parti tüzel kişiliğini değil, siyasi iktidarın tüzel kişiliğini devreye koyarak bunu hazırlasaydı, çok daha iyi olurdu. Üçüncü bir sıkıntı daha var, o da AK Parti'nin kaçak oynaması ve çözemediği bütün sorunları anayasayla çözmeye çalışması.

- Ne gibi sorunları kast ediyorsunuz?
- Tesettür meselesi, din eğitimi gibi. Anayasalar hükümet programı değildir. Bu anayasa zaten ağır bir paket. Siz onun için çözemediğiniz sorunları da eklerseniz, paket daha da ağırlaşır. Yine de yüzde 100 üzerinden bir değerlendirme yapacak olursak, bu süreçte AK Parti'nin sorumluluğu yüzde 40'ı geçmez.