kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 14 Ekim 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
TEPKİLERE NEDEN OLUYOR .... Murat Kurnaz kitabında Guantanamo'da bulunan tutukluların maruz kaldığı muameleyi ayrıntılarıyla anlatıyor. Bu uygulamalar zaman zaman uluslararası toplum tarafından da eleştiri konusu oluyor.

Gizli oyla 'emir' seçtik Amerika hâlâ bilmiyor

Tutkun AKBAŞ
Murat Kurnaz ABD'lileri bile şaşırtacak bir itirafta bulunuyor: "Guantanamo'da gizli emir seçtik." Anılarında bu kişinin adını Amerikalıları nasıl kandırarak sakladıklarını anlatıyor ve ekliyor: "O hâlâ Guantanamo'da."..
Murat Kurnaz, Kandahar'daki Amerikan üssünden yıllarını alacak bir hapis yaşamı için Guantanamo'ya gideceğinin farkında değildi. Sakallarını kestiler, saçlarını tıraş ettiler. Başı ustaca sarıldı. Kulaklıklar, yüz maskesi, siyah plastikle kalınlaştırılmış "Goggle" denilen bir dalgıç gözlüğü... Asker kelepçelerini iyice sıktığında bileklerinde dayanılmaz bir acı hissetti. Bütün bu kıyafetlerin anlamı şuydu: Isıramasın, tüküremesin, herhangi bir hastalık bulaştırmasın! Uçak yolculuğu tam 27 saat sürdü. Yere indiğinde, köpek sesleri duydu, kavuran sıcağı hissetti. Adana'ya da ya da Kıbrıs'a geldiğini sandı. Etrafındaki askerler ilk olarak kollarındaki kıllarını yoldu. Ağzına bir tıkaç tıkandı ve parmak izleri alındı. Yeni tutuklu numarası da 61'di artık. "Adını hiç unutmayacağım" dediği asker Gail Holford'dan hep nefret etti. Holford, Kurnaz'a "Almanlar Yahudilere neler yaptı, biliyor musun? İşte aysını biz size yapacağız" demişti. Guantanamo'daki ilk gününde kafesinin adı, Charly-Charly 3'tü. Telden kurulu kafeslerin içinde portakal renkli tulumlu tutuklular yerde oturuyordu. Kandahar'dan daha iyi olabileceğini düşündüğü anda gelen yemekle hayal kırıklığına uğradı. Üç kaşık pirinç, bir dilim kuru tost ekmeğiydi mönüsü. Plastik kaşıkla pirincini kaşıkladığı sırada bilekliğinin üzerindeki yazıyı fark etti: "Kunn, Murat, male, Turkish, 5-foof-4, 165 pounds". Guantanamo'daki X-Ray Kampı'ndaydı. Uyumak istiyordu artık. Ama nöbetçiler iki dakikada bir geliyor, sopalarını dikenli tellere vuruyordu. Kafeslerin gerçek sahipleri yılanlar, sıçanlar ve örümceklerdi. Kamp, A'dan E'ye kadar sıralanan altı bloktan oluşuyordu. Alpha, Bravo, Charly, Delta, Echo ve Foxtrott. Buranın kuralları keskindi. Kurallara uyduğunda da cezalandırılabileceğinin farkında değildi. Hepsini yaşayarak gördü. İlk gece, battaniyeyi sadece bacaklarının üzerine örteceğini öğrendi. Yan değil, sırt üstü uzanması gerekiyordu. Kafeste ayağa kalkamazdı, dolaşamazdı, gün boyunca oturup, gece boyunca da uzanması gerekiyordu. Dikenli tele dokunulmazdı, konuşmak yasaktı, parmağıyla tozda bir şey çiziktirmek, ıslık çalmak, mırıldanmak, şarkı söylemek ya da gülmek diğer yasaklardı.

ABD'DEN SAKLANAN LİDER
Amerikalı askerlerin Kuran'a yönelik tavrı karşısında tutuklular açlık grevine başlamıştı. Kafeslerde yaşamalarına rağmen tutuklular ilginç bir yöntemle de örgütlenip aralarında "Emir" yani lider seçmişlerdi. Kurnaz, "Amerikalıların habersiz oldukları, gizli bir oylamaydı" diye anlatıyor kitabında. 500 tutuklu kendi arasında önerileri toplayıp değerlendirecek 10 kişi seçmişti. Bu 10 kişi üç temsilci seçmiş, üç kişi de liderlerini belirlemişti. Liderin kim olduğunu bu üç kişi dışında kimse bilmiyordu. Emir yani lider de Amerikalılarla konuşacak ve dışarıya karşı "lider" olarak ortaya çıkacak bir başkasını seçmişti. Kurnaz, "Böylelikle gerçek Emir perde arkasında kalabilecekti" diyor. Hatta Kurnaz anılarında, "Amerikalıları yemledik: Sanki bir Emir seçiyormuş gibi yapıp, adını da söyledik. Böylelikle Amerikalılar belimizi kırdıklarına, bundan böyle açlık grevi yapamayacağımıza inandılar" diye de bir itirafta bulunuyor. Oysa kararları arka plandaki lider vermeye devam ediyordu. Kurnaz da bir blokun lideri olmuştu. Amerikalıların muhatabı oydu. Murat Kurnaz, kitabında çok önemli bir itirafta daha bulunuyor. Guantanamo'daki tutukluların liderinin kim olduğunu Amerikalılar hâlâ bilmiyor. Ama ismini Kurnaz biliyor ve de ekliyor: "Hâlâ Guantanamo'da ve hâlâ bütün tutukların reisi."
Haberin fotoğrafları