Başbuğ: Terörle bir yere varılmaz
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, ''Herkes emin olsun ki terör örgütü üzerinde kurulan baskı kış döneminde de aynen sürecektir'' dedi.
Orgeneral Başbuğ, Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu'yu makamında ziyaret etti. Burada konuşan Başbuğ, son 1 yıl içinde Diyarbakır'a 5. kez geldiğini hatırlatarak, salı gününden bu yana 7. ve 8. Kolordu bölgelerindeki iç güvenlik görevi olan birlikleri denetlediğini belirtti.
Elazığ, Bingöl, Muş, Tatvan, Bitlis, Batman ve Diyarbakır'daki birlikleri gördüğünü ifade eden Orgeneral Başbuğ, ''Dolaştığım birliklerde uzman çavuşundan, astsubayına kadar genç muvazzaf subay ve komutan arkadaşlarımla görüşme fırsatım oldu'' dedi.
İç güvenlik harekatında yer alan birliklerin görevlerini büyük bir kararlılık, azim ve başarıyla sürdürdüklerini gördüğünü ve yerine getirmeye aynı şekilde devam edeceklerine olan inancının daha da güçlendiğini ifade eden Başbuğ, ''Özellikle son aylardaki harekatlara katılan birliklerin başarılı sonuçlarını görüyoruz. En son dün planlaması ve icrası mükemmel bir harekatla Mardin Nusaybin'de 3 terörist etkisiz hale getirildi'' dedi.
''TERÖR ÖRGÜTÜ ÜZERİNDEKİ BASKI KIŞ DÖNEMİNDE DE SÜRECEK''
Orgeneral İlker Başbuğ, birliklerin son bir yıl içinde bütün zorluklara rağmen terör örgütü üstünde büyük bir baskı kurduklarına değinerek şunları söyledi:
''Sonbahara girdik, kış mevsimine gireceğiz. Birliklerimiz son bir yıl içinde bütün zorluklara rağmen terör örgütü üstünde büyük bir baskı kurdular. Herkes emin olsun ki terör örgütü üzerinde kurulan baskı kış döneminde de aynen sürecektir. Burada bir daha ifade etmek istiyorum ki teröristlere ve destekleyicilerine sesleniyoruz. Diyoruz ki terörle bir yere varamazsınız. Terörle bir yere ulaşmak mümkün değildir. O halde ne yapılması lazım? Yapacağınız en doğru şey güvenlik kuvvetlerine gelip teslim olun. Türk adaletinin karşısına çıkın ve Türk adaletine güvenin. Söyleyeceğim şey bu.''
TERÖR ÖRGÜTÜNE KATILIMLARIN ENGELLENMESİ
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, 1984'te başlayan terörle mücadele sürecinin kısaltılması için en önemli noktalardan birisinin terör örgütüne katılımın engellenmesini sağlamak olduğunu bildirdi. Başbuğ, şöyle konuştu:
''Eğer siz katılımları engelleyemezseniz üzülerek söylüyorum ki bu mücadele süreci daha uzun sürebilir. Bana 23 yılda devlet, terör örgütüne katılımlar konusunda başarılı mıdır derseniz, hayır, başarılı olsaydı bu mücadelenin bugünlere gelmemesi lazımdı. Bir yıl için söylemiyorum, 23 yılı kastediyorum. Burada adım atmamız gereken çok konu var. Bu konu devletin tüm kurum ve kuruluşlarının konusudur. Bu konuda da bence mülki amirlere büyük sorumluluk düşüyor. Bunu elbette Diyarbakır için söylemiyorum. Belki İstanbul Valisine daha çok görev düşüyor. İstihbarat birimlerine büyük bir görev düştüğüne inanıyorum, ayrıca evlatlarını terör örgütüne kaptıran anne babaların da yapabilecekleri şeyler olduğuna inanıyorum.''
''MASUM HALKIMIZLA TERÖRİSTİ AYIRT ETMEK ZORUNDAYIZ''
Özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerini iyi tanımayan ve bazı ön yargılara sahip olanların dikkatine sunmak istediği 2 konu olduğunu belirten Başbuğ, şöyle dedi:
''Birincisi, güvenlik kuvvetlerimiz bütün zorluklara rağmen bu görevlerini mevcut yasalara uygun yürütmek zorundadır. En ufak bir tavizimiz, toleransımız olamaz. Zaten yetkili de değiliz. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde herkes mevcut yasalara uymak zorundadır. Mücadelemizi yasalar içinde yapmak zorundayız, bu hayatidir. Mevcut yasalara uymak, masum halkımız ve teröristi ayırt etmek zorundayız. Aksi uygulamalar örgüte katılımlara neden olur. Biz bunun idraki içindeyiz. Masum vatandaşımızla teröristi ayırt etmek zorundayız. Bazen bunun için şehit de veriyoruz, ama başka çıkar yol yok. Yasaya uymak zorundayız. Aksi halde vatandaşı terör örgütüne iteriz ki bu da bize göre terörle mücadelede güvenlik güçlerinin yapacağı en büyük yanlıştır. Bizim için bu nokta çok önemlidir.
İkincisi, teröristleri kırsal alana gönderen ve onları kırsalda tutan güç biz değiliz. Biz tam aksine terör örgütüne katılımların engellenmesinin önemine değiniyoruz. Diyoruz ki, 'Bu konuda önlem alalım, yapılacak her şeyi sağlayalım' diye ifade ediyoruz. Aynı zamanda TSK, uygun şartların oluşumunda çocuklarını terör örgütüne kaptıran aileler ile de görüşerek kırsaldaki teröristlerin gelip güvenlik güçlerine teslim olup Türk adaletinin önüne çıkması için büyük gayret gösteriyoruz. Bahsettiğim gruplar bu noktaya dikkat etsin. Çünkü biliyoruz ki teröristlerin geleceği, çıkış yolu yok. Tek çıkış yolu var: Gelirsiniz güvenlik güçlerine teslim olursunuz Türk adaletinin karşısına çıkarsınız, Türk adaletine güvenirsiniz ve vereceği kararlara boyun eğersiniz. Öbür yolu biliyorsunuz.''
''GÖREVİMİZ TERÖRİSTİ ETKİSİZ HALE GETİRMEK''
Bazı kimselerin, terör örgütünün silahlı gücü kırsalda olduğu gibi dururken ''Güvenlik güçleri de operasyonları durdursun'' şeklindeki ifadelerinin hiçbir mantığı olmadığını belirten Orgeneral Başbuğ, ''Terör örgütünün silahlı gücü duracak biz de operasyonları durduracağız. Devlet ve millet bize bir görev vermiş. Görevimiz çok sade ve açık. Terörist neredeyse yasalar çerçevesinde onları bulup etkisiz hale getirmektir. Kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın, örgütün silahlı kadrosu durduğu sürece bütün unsurlarıyla bu görevi yapmaya devam ederiz. Kimsenin aksini istemeye hakkı da yok'' dedi.
''EN BÜYÜK DESTEĞİ BÖLGE HALKINDAN ALIYORUZ''
Terörle mücadelede en büyük desteği bölge halkından aldıklarını ve bölge halkının bu mücadelede her zaman en büyük destekçileri olduğunu belirten Başbuğ, bunun için mücadelede masum halkla teröristi ayırt etmek zorunda olduklarını, aksi uygulamanın sadece terör örgütünün yararına olacağını ifade etti.
BEYTÜŞŞEBAP'TAKİ TERÖR SALDIRISI
Bölge halkının duyduğu acıların kendilerinin de acısı olduğunu belirten İlker Başbuğ, Beytüşşebap'taki saldırının yüreklerini dağladığını bildirdi.
Kara Kuvvetleri Orgeneral Başbuğ sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bölge halkı terörden bıktı. Çünkü terörden en büyük zararı gören bölge halkıdır. Malını, canını kaybetti. Bölge halkının duyduğu acılar bizim de acımızdır. Beytüşşebap'ta yaşanan katliam, vahşet, belki kelimelerle olayı tabir edemeyiz. Ancak şunu ifade edebilirim ki oradaki insanımızın duyduğu acıyı aynen paylaşıyoruz. Gerçekten bu olay yüreklerimizi dağlamıştır. Terörle mücadelede en hayati öneme haiz konulardan birisi bölge halkıyla bütünleşmektir. Devletiyle, güvenlik kuvvetiyle bu bütünleşme çok önemlidir.''
Beytüşşebap'taki olayın failleri konusunda dile getirilen bazı iddialarla ilgili soru üzerine Orgeneral Başbuğ, şöyle dedi:
''12 vatandaşımızı kaybettik. 7 tanesi geçici köy korucusuydu. 12 can gitti, 12 canın geride bıraktığı acıyı kimse tarif edemez. Kimisi şöyle böyle diyor. Sadece şunu söylüyorum. Ne o iddiaları yapanları ne de o iddiaları ciddiye almaya değer görüyorum. Değer görmediğim gibi cevap vermeye de gerek görmüyorum. Diyarbakır'da 12 Eylül 2006 tarihinde 10 vatandaşımızı kaybettik. O zaman da ne konuşulduğunu hatırlayın. Diyarbakır'daki olayla ilgili olarak en çok biz faillerin ortaya çıkarılmasını istiyoruz. O gün onu dedik. Bakın biz Diyarbakır olayını takip ediyoruz. 3 şüpheli vardı. Bir şey çıkmadı. Faillerin ortaya çıkmasını biz istiyoruz.''
DİYARBAKIR VALİSİ MUTLU
Ziyarette konuşan Vali Mutlu ise terörle mücadelede herkese düşen çok görev olduğunu belirterek, ''Halkımızla bütünleşme, kucaklaşma konusunda farklı bir şey düşünecek durumda değiliz. Mülki makamlar olarak bu hassasiyeti koruyoruz, korumaya da devam edeceğiz. Vatandaşımız devletin ilgisi ve şefkatini yakın hissetmek istemektedir. Devlet her yerde vatandaşına yakın olmak durumundadır. Terörle mücadelede edinilen tecrübe ışığında hepimizin çok daha gayretli olması gerektiğine yürekten inanıyorum'' dedi.
Görüşme daha sonra basına kapalı sürdü.
Yayın tarihi: 5 Ekim 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/05//haber,DDF263F64DF543A889F305EE5EDBD08E.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.