Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Başkanı Murat Saraylı, Avrupa Toplulukları Adalet Divanının (ATAD), ''Vizesiz Avrupa'' konusuna ilişkin kararıyla ilgili, ''Avrupa Komisyonu Başkanı Manuel Barroso ve AB ülkeleri devlet başkanlarına mektup yollayarak, onlardan hukukun üstünlüğü ilkesine uymalarını ve meşru haklarımızı hayata geçirmeleri için gerekli adımları atması isteyeceğiz'' dedi.
ATAD'ın Londra'da açılan davada, Türkler'in AB ülkelerine vizesiz girme hakları olduğunu gösteren 20 Eylül 2007'de verdiği karara ilişkin basın
toplantısı düzenleyen Saraylı, 1972 yılında Avrupa Topluluğu ile Türkiye arasında imzalanan katma protokolle hizmetlere kısıtlama
getirilemeyeceği ibaresine yer verildiğini, ancak 1980'li yıllarda Avrupa'nın vize konusu gibi bazı hakları geriye götürdüğünü söyledi.
Saraylı, Türkiye'nin kurum ve kuruluşlarının vizesiz seyahat gibi kaybettiği haklarını önce tespit etmesi, sonra da geri alması için tüm
kamu ve sivil kurumlarını, AB ülkeleri nezdinde gerekli girişimlerde bulunmak üzere ortak çalışmaya davet etti.
1973 yılında çıkarılan ''Mevcut Durumu Daha da Geriye Doğru Kötüleştirme Yasağı'' kuralına uymayan AB ülkelerinin ortaklık hukukuna ters düşerek Türk vatandaşlarının çeşitli haklarını göz ardı etmeye artık son vermesi gerektiğini ifade eden Saraylı, TÜGİAD olarak Avrupa'ya hukukun üstünlüğünü uygulaması için gerekli demokratik hareketi başlatmayı, Avrupa Komisyonunu göreve davet etmeyi amaçladıklarını vurguladı.
''BU BİR AVRUPA KARŞITI HAREKET DEĞİL''
Saraylı, ''Bu bir Avrupa karşıtı hareket değil, bilakis AB'yi içselleştirme hareketidir. Radikal söylemlerden kaçınmalıyız'' dedi. Saraylı, kamunun da kendilerin yol göstermeye, far tutmaya muhakkak ihtiyaçları bulunduğunu kaydetti.
Murat Saraylı, kazanılmış hakları AB ülkelerinden geri almak için TÜGİAD olarak, Akdeniz Üniversitesi ile birlikte başta Avrupa Komisyonu Başkanı
Manuel Barroso ve AB ülkeleri Devlet Başkanlarına mektup yollayarak, onlardan hukukun üstünlüğü ilkesine uygulamalarını ve meşru hakların
hayata geçirilmesi için gerekli adımları atmalarını isteyeceklerini belirtti.
Saraylı, bireysel olarak yapacağı ilk vize başvurusunda ücret ödememeyi talep edeceğini, ücret istemeleri durumunda hukuki yola başvuracağını
bildirdi.
İTALYA'NIN 'KORUYUCU MELEK' MODELİ
Bu konuda İtalya'nın başarılı bir model olduğuna işaret eden Saraylı, ''Dünyada dışarıya en fazla göç veren ülke İtalya yurt dışında yaşayan
vatandaşlarına sosyal bir kurum oluşturmuş. Bu İtalya'daki 'Patronatti'', koruyucu melek modeli. Türkiye'nin de kendi koruyucu meleğini oluşturup, bunu da sivil toplum kuruluşları ile hayata geçirmesi gerekiyor'' dedi.
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Saraylı, bireysel hakların varlığından haberdar olunması için sivil toplum
örgütleri, işveren kuruluşları, sendikalar, odalar vasıtasıyla bu konunun gündeme getirilerek bir baskı oluşturulmasını, devletin de
liderlik yaparak bu konudaki bilgi havuzlarının kurulması yönünde gerekli desteği vermesini istedi.
TÜGİAD'ın ''Vizesiz Avrupa'' ve İtalya'daki ''Patronatti Modeli'' ile ilgili ilk toplantısını 4 yıl önce yaptığını, Hamburg Üniversitesi ile Avrupa'da hak arama toplantıları düzenlediklerini hatırlatan Saraylı, ''TÜGİAD bu sürecin olabildiğince parçası olacak'' dedi.
Saraylı, ATAD kararının İngilizce metninin web sitelerinde yer aldığını, kararın Türkçesinin de 2-3 gün içinde web sitelerinde olacağını kaydetti.
Bu işten en fazla etkilenenlerin Türkiye içindeki vatandaşlardan ziyade yurt dışındaki vatandaşlar olduğuna dikkat çeken Saraylı, ''Nerede bir
Türk varsa, Türkiye oradadır'' dedirtecek kurumsal yapının Türkiye'de oluşması gerektiğini söyledi.
Saraylı, ''Yurt dışında 7-8 milyon insanımız var. Her birinin orada bir takım hakları var. Bu hakların ne olduğunu bilmiyoruz'' dedi.
Vizenin hukuksuz olduğunun bir kez daha ATAD tarafından kabul edildiğini ifade eden Saraylı, ''Bize düşen bunun kurumsal yapısını oluşturmak''
diye konuştu.
''KARAR TÜRK HALKININ YÜZDE 48'İNİN VİZESİZ AVRUPA'YA GİTME YOLUNU AÇTI''
Akdeniz Üniversitesi İİBF Dekan Yardımcısı ve Akdeniz Üniversitesi ile Hamburg Üniversitesi'nin ortaklaşa yürüttükleri Avrupa Çalışmaları Ortak
Master Programı Direktörü Doç. Dr. Harun Gümrükçü de Türkiye'nin 1963 tarihli tam üyeliğe dönük üyelik anlaşması (Ankara Anlaşması) ve 1973
yılında yürürlüğe giren katma protokolun Avrupa hukukun bir parçası olduğunu, Avrupa Komisyonunun bu anlaşmaların uygulanmasından sorumlu olduğunu söyledi.
20 Eylül 2007'de ATAD'ın karara bağladığı davanın 13 yıl önce açıldığını ifade eden Gümrükçü, ''Davayı biz açmak istemedik, onlar zorladı.
Federal Almanya'nın 1995 yılındaki Çalışma Bakanı Türk kökenli Alman işverenlerimize (yanındaki Türk şoförlerin işine son ver) diye yazı
yazıyor. İşveren bize geldi. Bakanın yanlış bir tutum içinde olduğunu, dava açmaları durumunda Türkiye'ye en büyük hizmeti sunacaklarını, Katma Protokolün ilgili maddesine göre işverenin hizmet sunumuna engel koyamayacaklarını söyledik Dava bu şekilde başladı'' dedi.
Meşru hakları hayata geçirmek için mücadele başlattıklarını belirten Gümrükçü ''Bu karar Türk halkının yüzde 48'inin vizesiz Avrupa'ya
gitmesinin yolunu açtı'' diye konuştu.
''EKİM'DE BİR KARAR DAHA BEKLİYORUZ''
Soruları da yanıtlayan Gümrükçü, ATAD'ın 2 Ekim'de bir karar daha vereceğini söyledi. Türkiye'de kim hizmet sunuyorsa veya AB ülkelerinden
kim hizmet alıyorsa bunların vize sorunun kalmadığına dikkat çeken Gümrükçü, ''Öğrenci olabilir, gazeteci olabilir, Gaziantep'teki doktor
da İstanbul'daki doktor da olabilir, holding sahibi de olabilir. Orta Ölçekli işveren vize alamıyordu onun sorunu da çözülmüş oldu'' diye
konuştu.
Gümrükçü, uygulamaya ne zaman geçileceği ile ilgili olarak da, ''Çok kısa zamanda olacak. Şu anda iki mahkeme daha yürüyor. Vizeye para
ödeyen mahkemeye başvurup tazminat davası açsın...'' dedi.Türkiye'nin AB'ye alınmamasını mücadele kültürü olmamasına bağlayan ve
AB'nin Türkiye'nin süreci yavaşlatan üye olmasından korktuğunu söyleyen Gümrükçü, insanların haklarını aramalarını istedi.
Kendisinin Almanya'da organize ettiği dava sayısının 2 binden fazla olduğunu, Avusturya'da 400-600 dava açtıklarını, Hollanda'da açılan
davalar bulunduğunu anlatan Gümrükçü, ''Şu an toplam dava sayısı 3-4 bin arasında, bu sayının kısa sürede 10 bine çıkacağını düşünüyorum'' diye konuştu.
AA
Yayın tarihi: 25 Eylül 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/25//haber,EE6A42ED154E469C9866CA223F57F996.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.