Hareket bereket getirecek mi?

AK Parti'nin karşısında kuvvetli bir CHP olsaydı, ne yenilmişliğin öfkesi bu kadar derinleşir, ne de tedirginlik bu ölçüde artardı. "Benim içinde bulunduğum mahalleden" yükselen seslere bakıyorum da, hayret etmemek mümkün değil. Hürriyet gazetesinin de gazına gelmişler, "Malezya olduk, olmak üzereyiz" diye düşünüyorlar. Tuhaflık bu noktada bitmiyor. İşte, sıkça anlatılan bir senaryo:
"Fethullah Gülen, Amerika'dan Türkiye'ye gelecek. Onu 5 milyon kişi karşılayacak ve doğru Çankaya'ya götürüp halife ilân edecekler."
Buna inanan, bu korkuyla yatıp kalkanlar var. Halbuki CHP, güçlü bir muhalefet olarak alternatif oluşturabilseydi, en azından endişeler, çaresizliğe dönüşmezdi.
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'den sonra, CHP'li bir başka grubun da muhalefet için örgütlendiğini duyuyoruz. Bunlar arasında, Altan Öymen, Erol Tuncer, Fikri Sağlar, Gülsüm Toker gibi tanıdığımız değerli isimler var. Eğer CHP içindeki muhalefet parçalanırsa sonuç alınamaz. Bu yüzden, mutlaka Mustafa Sarıgül ile birlikte hareket edilmeli. Çünkü Sarıgül, CHP'de çok eksik olan bir boyutu tamamlayacak: Halk ile bütünleşme; kaynaşma.
Baykal'a karşı harekete geçenler, hizip olma noktasını aşıp, toplumdaki tabanlarını genişletmek istiyorlarsa, saflarını sıklaştırmalı. CHP'nin güçlenmesi, iktidarın da layüsel davranmasını, yetki sınırlarını aşmasını engelleyecektir.