Dün açıklanan yılın ikinci çeyreğine ait büyüme verileri tahmin edildiği gibi, yüzde 3.9 düzeyinde çıktı. Son beş yıldır ortalama yüzde 7.4'lük büyümeye alışmış bir ekonomide yüzde 4 biraz düşük kalıyor.
Bu çeyrek itibarıyla büyümenin düşmesinde geçen yılki güçlü baz etkisinin de payı var. Geçen yılın ikinci çeyreğinde yüzde 9.3 büyümenin üzerine bu yıl ancak yüzde 3.9'luk bir artış eklenebildi.
-
Yıllık ne olur?- Bu anlamda üçüncü ve dördüncü çeyrekte işimiz kolay. Bu kez zayıf baz etkisiyle daha yüksek büyüme elde edilebilir. Geçen yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 4.3, dördüncü çeyreğinde yüzde 4.6 ve yıllık bazda yüzde 6'lık büyüme elde edilmişti. Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 6.8'in ve ikinci çeyrekte yüzde 3.9'un etkisiyle ilk yarıdaki büyüme yüzde 5.2 oldu. Yılın tamamında bu oran biraz daha yukarıya doğru taşınabilir. Özellikle seçim harcamaları ve kamu yatırımlarının üçüncü çeyreği daha olumlu etkilemesi beklenebilir. Bu nedenler dikkate alınırsa geçen yılki büyüme civarında bir gerçekleşme pekâlâ olabilir. Bu da 2001 krizi sonrasında ekonominin kesintisiz 6 yıldır büyüdüğünü ortaya koyacak. Eğer küresel koşullar izin verirse, buna 2008 de dahil edilebilecek.
-
Dikkat çekici gelişme- Dün açıklanan milli gelir verilerinde en dikkat çekici gelişme ise özel nihai tüketim harcamalarının tam beş yıl aradan sonra daralmasıydı. Bunun verileri yüzde olarak bitişikte yer alıyor. Harcamalar yoluyla hesaplanan milli gelirin yaklaşık üçte ikisini oluşturan özel nihai tüketimin daralması yüzde 0.3 düzeyinde. Nisan, mayıs ve haziran aylarını kapsayan ikinci çeyrekte tüketimin dip yapmasında şüphesiz cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanan belirsizlik ve gerilimin belli bir etkisi olmuştur.
-
Otomobil geri viteste- Ancak yılın ikinci çeyreğinde nihai
tüketim harcamalarını azaltan asıl etkenin siyaset değil, geçen yıl yükseltilen faizlerle ekonomiye yapılan acı fren olduğu söylenebilir. Nitekim bitişikte verilen tablo izlenirse bunun faizlerle paralelliği kurulabilir. Bir kere özel nihai tüketimi aşağı çeken alt kalem olan dayanıklı tüketim malları grubunda son çeyrekte yüzde 9.3'lük bir daralma söz konusu. Bu alt kalemdeki daralma geçen yılın üçüncü çeyreğinden itibaren başlamış. Nihai tüketim grubu içinde yaklaşık yüzde 15 ağırlığı olan bu gruptaki çöküş de, otomobil üretim ve satışlarının yüzde 30 azalmasıyla gerçekleşmiş.
-
Faizin etkisi- Burada da asıl etki faizden. Nitekim, Merkez Bankası 2001 krizinde yüzde 67'ye yükselttiği faizi kademeli bir şekilde düşürerek 2006'nın ilk yarısında yüzde 13.25'e kadar indirdi. Bu faiz mayıshaziran dalgalanması sırasında 17.50 düzeyine yükseltildi. Dayanıklı tüketimle özel nihai tüketim de kademeli bir şekilde düştü. Dolayısıyla 2006 yılında yaşanan orta ölçekli küresel dalgalanmanın Türkiye ekonomisine, büyüme hızını aşağıya çekici bir etkisi oldu.
-
En önemli engel- Bu yıl seçim sonrasında ortaya çıkabilecek canlanma küresel dalgalanmaya takıldı. Nasıl takılmasın ki? Geçen yılkinin etkisine bakılırsa önümüzdeki dönemde büyümenin önündeki en büyük engelin küresel piyasalar ve dünya ekonomisindeki negatif gelişmelerin olacağı söylenebilir.
- Sonuç - "Deneyim başınıza gelenler değil, başınıza gelenlerle ne yaptığınızdır" Aldous Huxley
Yayın tarihi: 11 Eylül 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/11//haber,93C4B7ACDAAA47CAB1BD5F296333A3EC.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.