Hafta başında Sabah Ekonomi sayfasında yer alan Seçkin Ürey'in haberi
"Mısır'a göç için 122 şirketin sırada" olduğuydu. Sadece tekstil ve konfeksiyon değil, metal, elektronik, turizm ve bazı mühendislik şirketleri de Mısır'a göç ediyor. Böyle 71 şirket veya fabrika göçü gerçekleşmiş durumda. Buna ilave olarak gitmek için araştırma ve hazırlık yapan şirketlerin sayısı da 122'ye varıyor. Giden ve gitmeye hazırlananların 30'u büyük şirketlermiş. Mart başında devreye giren Serbest Ticaret Anlaşması ve Mısır'ın tanıdığı kolaylıklar, maliyetlerin düşüklüğü, Çin rekabeti karşısında yerli üreticilerin bu ülkede üretimini devam ettirmede bir çıkış yolu gibi görülüyor. Önce, AB içinde olmanın avantajıyla Bulgaristan'a ve Romanya'ya yönelen Türk sanayi göçü son olarak Mısır'ı keşfetmiş durumda.
-
Getirelim derken kaçırdık- Haberin yayımlandığı gün İTO eski Meclis Başkanı
Atalay Şahinoğlu tanışıklığımıza binaen aradı ve sanayi göçünü son ayların en dikkat çekici gelişmesi olarak niteledi. Şahinoğlu,
"Türkiye olarak doğrudan yatırım çekmeye çalışırken, yüksek cari açığa çare ararken ve ihracatı artırmaya çalışırken bir takım hatalardan dolayı 122 şirketini daha kaybediyor. Arkasından birbiri peşine takılıp Çin'e giderler. Bunların kaçması değil gelmesi gerekirdi. Türkiye olarak bunu sağlamalıyız" dedi.
Son iki yılda Türkiye yılda 20 milyar dolar civarında doğrudan yabancı sermaye çekerken, sıfırdan reel yatırıma pek rastlanmıyor. Yabancı sermaye doğrudan gelmesine geliyor ama kurulu kapasiteleri, hazır pazarları satın almak için geliyor.
-
Türkiye için önemi- Doğrudan yeni yatırıma yabancı girişimci getiremeyen Türkiye'nin kurulu kapasitelerini de başka bir ülkeye kaptırması oldukça düşündürücü ve önemli bir gelişme.
- Bir kere yurtiçinde ayakta kalma olanağı bulunmayanların başka bir ülkede de olsa yeni bir çıkış yolu aramaları yararlı.
- Ancak giden bir üretim tesisi. Göç eden üretim. Üretimle birlikte bunun ara girdileri ve istihdamı da kaybolabiliyor.
Özellikle üretim ve istihdam boyutu işsizliği ve genç nüfusu yüksek Türkiye açısından son derece belirleyici. Yüksek büyüme hızlarına ulaşılmış olmasına karşılık yüksek işsizlik oranında belirgin bir düşüş sağlanabilmiş değil. Üstelik her yıl nüfus bir milyon artarken 500 bin kişiye yeni iş yaratma zorunluluğu ile karşı karşıyayız.
-
Ne yapılmalı?- İşte dün kurulan yeni hükümetin en önemli ekonomik görevlerinden biri de bu olmalı. Sanayi göçünü durdurmak. Ama nitelikli olmak koşuluyla. Hatta mümkünse doğrudan yabancı sermayeyi sıfırdan yatırım olarak çekmek. Bunun için de yatırım ortamını iyileştirmek, ülke olarak rekabet gücünü artırmak, katma değeri yüksek ürünlere geçmek, yıldız sektörler yaratmak gerekiyor. İşe yeni başlayan hükümetin ekonomide misyonlarından biri de bu olmalı. Bu da öncelikle ortaya bir ekonomi ve sanayi stratejisi koymaktan geçiyor. Haydi hayırlısı.
- Sonuç- "Eylem olmadı mı, vizyon bir rüyadır. Vizyon olmadan eylem ise zaman geçirmektir. Eyleme sahip bir vizyon dünyayı değiştirebilir" Joel Barker
Yayın tarihi: 30 Ağustos 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/30//haber,47AB38E3026F4AB0A42E133CE3CAF3DC.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.