Palyaço...

Günlerdir Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'i takip ediyorum.
İlginç biri Baydemir. İyi demagog ama henüz üstat olamadı. O yüzden zaman zaman yaldızları dökülüveriyor.
Laflarına bakacak olursanız milliyetçiliğin her türlüsüne karşı ama yürüttüğü siyaset ve söylem sonuna kadar milliyetçi. Belli ki Baydemir sadece Türk milliyetçiliğine karşı.
Geçenlerde ANKA, Baydemir'e, Ahmet Türk'ün yerine Demokratik Toplum Partisi Genel Başkanı olmasının önerildiği yolunda bir haber geçti.
Siyasi parti genel başkanlıkları ne zamandan beri birilerine önerilir oldu? DTP'de olağanüstü kongre için imza vermiş delegeler olduğuna dair kimsede bir bilgi yok.
O zaman hangi irade kimin adına Baydemir'e genel başkanlık önermiş olabilir?
Her cümlede sivilleşmeden bahseden bir parti, genel başkanını delegelerin değil de tek kişinin kararıyla mı seçiyor?
Çelişki sadece sivilleşmede değil. Her cümlede barıştan, kardeşlikten, birlikte yaşama arzusundan bahsetmek ve sonra "savaşırım" demek de başlı başına bir çelişki değil mi?
Baydemir'in açıklamalarına bakacak olursanız devlet Diyarbakır'ın gelişmesine engel oluyor.
Bu doğru değil. 7 Şubat 2007'de dönemin İçişleri Bakanı Aksu'nun imzasıyla yayınlanan bir genelgeyle tüm belediyeler için çeşitli kısıtlamalar getirildi. O yüzden Baydemir'in Diyarbakır'a negatif ayrımcılık yapıyor lafının ciddiye alınacak yanı yok.
DTP çevresini çok yakından tanıyan bir arkadaşım seçimlerde alınan sonuçların Baydemir'i sıkıntıya soktuğunu ve bu tür çıkışlarla Başkan'ın tabanda puan kazanmaya çalıştığını söyledi.
Doğrudur, yanlıştır, bunu bilemem, bildiğim Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamlarının kapısında da T.C. ibaresi bulunduğu ve o makamların Başbakanlara meydan okuma yeri olmadığı.
Baydemir'in halleri bana palyaçoları hatırlatıyor. Yüzünde her zaman gülümseyen bir maske olan ama ardındaki ifadeyi asla göremediğimiz bir palyaço...