Ertuğrul Özkök'ün dün Emin Çölaşan ile yedikleri veda yemeği notlarını okurken önünde saygıyla eğilme ihtiyacı duydum.
Özkök kıdemli yayın yönetmeni olmasa dünyanın sayılı hokus-pokus ustalarından biri olurmuş.Başkaları şapkasından ancak tavşan çıkarırken onun şapkasından koca bir hayvanat bahçesi çıkarmış.Özkök avukat olmayı tercih etse "Şeytanın Avukatı" bir filmin değil belgeselin adı olurmuş. Bunları dalga geçmek için yazmıyorum, son derece samimiyim.
Dipte olup da "Demek dünya yukarıdan böyle görünüyormuş" diyebilen ve çok ikna edici cümleler kurabilen kaç kişi tanıyorsunuz? Özkök yazısında Emin Çölaşan ile ayrılıklarını anlaşmalı boşanma havasına sokmuş.
Sonra 5 yıl önce yürürlüğe giren yayın ilkelerini her iki tarafı da bıktıran şiddetli geçimsizlik gerekçesi olarak sunmuş.
Özkök,Çölaşan yüzünden ödedikleri tazminatları da "kocası çoluk çocuğun nafakasını hovardalıkta yiyen kadınlar" havasında anlatmış.
Ortada anlaşmalı bir boşanma falan yok. Ayrılık tek taraflı irade ile gerçekleşti. Hal böyle olunca ayrılık sebebi şiddetli geçimsizlikten başka bir şey olmalı.
Mesela
22 Temmuz gecesi farkına varılan yeni bir aşk söz konusu olabilir mi?
Neden olmasın, hem Özkök aşk yazılarında da oldukça başarılıdır...
Bugünkü Tüm Yazıları
Özkök'ün önünde eğiliyorum...
Yayın tarihi: 17 Ağustos 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/17//haber,AB568F8C375D4E3CB1587266E1F071EE.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.