Ahmet Türk MHP lideri Devlet Bahçeli’yle tokalaşmalarının medyada çok abartıldığını düşünüyor.
'Bölücü sözü sert oldu'
Demokratik Toplum Partisi Grup Başkanı Ahmet Türk, partisinin 30 Ağustos resepsiyonuna çağrılmaması üzerine yaptığı sert açıklamalarla ilgili konuştu: "Bölücülük sözü sert oldu. İfade etmek istediğim ayrımcı tutuma tepkiydi..."..
Ahmet Türk'ün Meclis açılışında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yle samimi tokalaşması 'Türkiye'nin özlediği tablo' başlığıyla gazetelerin birinci sayfasında yer aldı. Türk, bu hafta da hep gündemdeydi. Ancak bu kez tepki çeken sert açıklamalarıyla. Meclis'te grubu bulunan partiler arasında bir tek Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle verilen resepsiyona çağrılmamasına tepki gösterdi. Bunu 'bölücülük' olarak nitelendirdi. Ankara'da 30 Ağustos kutlamalarının yapıldığı sırada Türk ile röportaj için DTP'nin Genel Merkezi'ndeydik. "Türkler ve Kürtler dış güçlere karşı ortak mücadele etti," diyen Türk'e göre DTP'nin kutlamalara çağrılmaması haksızlık.
- Neden bu kadar sert bir açıklama yaptınız?
- 30 Ağustos'u tüm halkın Anadolu'nun işgaline karşı ortak mücadeleyi başlattığı ve kararlılığının oluştuğu gün olarak değerlendirmek lazım. Hem halk hem de geçmişte mücadele veren insanlar için önemli bir gündür. Bir inançtır emperyalizme karşı, dış güçlere karşı. Bu mücadelenin içinde Kürt, Türk ve diğer etnik kimlikler de var. 30 Ağustos halkla paylaşılarak kutlanmalı. Bugünü ülkede yaşayan tüm insanların gününe dönüştürecek bir mantığın esas alınması önemlidir. Şimdi 30 Ağustos'a, Kurtuluş Savaşı'na her yurttaşımız katılmışken, mücadele vermişken, canını vermişken kutlamaların belli siyasi görüşlere ve kimliğinden dolayı halkın bir kesimine kapatılması burukluk yaratmaktadır. 30 Ağustos'ta Meclis'te grubu olan DTP'nin davet edilmemesi, diğer grupların amirleri ve divan katipleri çağrılmasına karşın sadece Kürt kimliğinden dolayı DTP'li Meclis idare amirinin çağrılmaması bizim için manidardır.
- Kürt kimliğinizden dolayı mı çağrılmadınız?
- Görünen o.
- Size haksızlık yapıldığını mı düşünüyorsunuz?
- Kutlamalara bir partinin kimliğinden dolayı çağrılmaması haksızlık değil mi? 30 Ağustos herkesin içinde olduğu bir mücadeleydi. Kimliğinden dolayı davet edilmemeyi, siyasi duruşundan dolayı dışlanmışlığı ve de ötekileştirmeyi doğru bulmuyoruz. Ama 'bölücülük' kelimesi sert oldu. İfade etmek istediğim ayrımcı tutuma tepkiydi. Dışlayan, ötekileştiren mantığın sorunların çözümüne katkı sunmadığı gibi bu mantık, Türkiye'nin demokratik refleksleri ve geleceği noktasında da endişe vericidir. Ama değişim ve dönüşümün kaçınılmaz olduğunu herkesin görmesi lazım. Demokratik, sivil anlayışı herkesin içselleştirmesi gerekiyor. Şimdi burada 70 yıllık statükoyu muhafaza etmenin ne mantığı var? Sonuçta halkın iradesiyle Meclis oluşturuldu. Halkın iradesi dışında, düşüncelerin kendisini dayatması yanlıştır. İrade parlamentodayken, atananların kendisini seçilmişlerin yerine koyarak halkın adına karar vermesini doğru bulmuyoruz.
- Şu anda Atatürk Kültür Merkezi'nin önünde devlet erkânının da yer aldığı resmi tören var. Orada olmak ister miydiniz?
- Benim orada olup olmamam önemli değil. Önemli olan ayrımcı siyasettir. Yani grubu olan bir siyasi partisiniz ama 30 Ağustos'la ilgili kutlama var davet edilmiyorsunuz? İnsan olarak ben gidebilir veya gitmeyebilirim ama devleti yönetenlerin buna ayrımcı bir mantıkla yaklaşması toplum tarafından takip edilir ve tartışılır. İşte bu tartışmalara meydan vermeyecek yeni bir anlayış geliştirmemiz lazım.
- Genelkurmay Başkanlığı'ndan resepsiyona davet gelseydi gidecek miydiniz?
- Gelmediğine göre bugün bunu tartışmamızın anlamı yok. Çağırsalardı güzel olurdu. Ama "Ben kabul etmiyorum, sindiremiyorum," denildiği zaman halkın iradesine karşı çıkılmış oluyor.
Yayın tarihi: 2 Eylül 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/02/pz/haber,B29E1D1A2C904B5999FC476CCD202A60.html
Tüm hakları saklıdır.