kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Eylül 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

'Filmim izlenmezse benim sorunum... YA BEĞENİLİRSE NE OLACAK!'

ŞİRİN SEVER
Beyaz Melek Mahsun Kırmızıgül için ilklerin filmi! İlk kez senaryo yazdı, ilk kez sinema filminde oynadı ve ilk kez o filmi yönetti. Kendisini eleştirecek olanların da bunu göz ardı etmemesini istiyor ve ekliyor: "Ben filmime çok güveniyorum... Ve unutulmayacak bir 120 dakika vaat ediyorum"..
Bir sinema filminin Mahsun Kırmızıgül'ün rüyası olduğunu hep biliyordum da; senaryosunu yazıp, yöneteceğini duyunca şaşırmış, ne yapacağını merak etmiştim. Açıkçası 'deli cesareti' diye düşünmüştüm. Ancak şu sıra sinema piyasasından kime rastlasam, herkes bu filmi konuşuyor; çok iyi sahnelerin çekildiği dilden dile dolaşıyor. Şu kadarını söyleyebilirim herkes; hayranları kadar sevmeyenleri de merakla bekliyor. Herhalde 'Sana mı kaldı film çekmek' demek isteyenler olacaktır! Ama onun, hiç o taraklarda bezi yok! İyi iş çıkardığını düşünüyor, Türkiye'nin usta tiyatrocularını gayet başarıyla yönettiğini anlatıyor, "Bu kadar isim bana 'Evet' dediyse vardır bir bildikleri," diyerek olaya noktayı koyuyor. Doğru; kimler yok ki filmde? Uzun yıllar sonra kamera karşısına geçen Nejat Uygur, Emel Sayın, Lale Belkıs; sonra Yıldız Kenter, Erol Günaydın, Gazanfer Özcan, Cezmi Baskın, Ali Sürmeli, Sarp Apak, Fadik Sevin Atasoy, Fırat Tanış, Hüseyin Avni Danyal, Toron Karacaoğlu, Tomris Oğuzalp, Arif Erkin, Yavuz Bingöl, Cihat Tamer, Nurşim Demir, İlkay Saran, Necmi Yapıcı, Tanju Tuncel, Zeynep Tokuş, Bilge Zobu gibi Türk tiyatro dünyasının en önemli isimleri... Konu; huzurevindeki bir grup yaşlının yaşadıkları ve hayata tutunma çabaları... Bir sahnede evden dışarı atılan yaşlı şöyle diyor mesela: "Ben şu küçücük yüreğimin odacıklarına onlarca evlat ve torun sevgisini sığdırdım ama evlatlarım o kocaman evlerine beni sığdıramadılar..." Beyaz Melek 16 Kasım'da vizyonda olacak. Müzik dünyasında önemli bir yere tırmanan Mahsun Kırmızıgül, bakalım beyazperde'de kendine yer bulabilecek mi?

- Ezelden beri hep bir sinema filminde yer almak istiyordunuz. Ama yönetmenlikle soyundunuz bu işe? Çok iddialı bir giriş değil mi bu? - Yönetmenlik benim seçimim değildi. Senaryoyu anlattığım usta oyuncuların büyük bölümü yönetmen arayışında olduğumuzu öğrenince 'Sen neden çekmiyorsun?' dediler. Bir-iki gün ciddi ciddi düşündüm, çekmeye karar verdim.

- Deli cesareti mi bu? - Dedim ya çok düşündüm! Bu işin üstesinden gelebilir miyim gelemez miyim diye... Aslında çok da kolay oldu!

- Nasıl kolay oldu? - Türkiye'nin en büyük ustalarıyla, çok profesyonel bir ekiple çalıştım çünkü. Filmi çekmeden önce de çok büyük bir hazırlık aşaması geçirdim. Çekeceğim her şeyi biliyordum; plan plan kafamda hazırdı her şey. Hiç zorlanmadım, ki yılların oyuncularının karşısında da bu işi bilmeyen birinin rol tarif etmesi çok zordur.

- Teknik olarak zorluk yaşamadınız mı? - Bugüne kadar çektiğim bütün dizi filmlerde, klip çekimlerinde en büyük merakım kamera arkasıydı. Yönetmenin tavırlarını, oyuncuları yönetmesini çok gözlemledim. Senaryoyu da yazdığım için ne istediğimi çok iyi biliyordum.

- Sinemada olmak ne ifade ediyor peki size? İlle de olmanız gereken bir yer miydi? - Televizyondan önce sinemayla tanıştım ben. Çocukken gittiğim, izlediğim filmler, oyuncular beni hep çok etkilerdi. O günden bugüne dek varolan bir aşk benim için sinema. Şimdi bu aşkı kendi istediğim şekilde yaşama şansına eriştim. İnsanlar beni hep müzisyen kimliğimle tanıdılar. Bundan sonra sinemacı kimliğimle de tanısınlar istiyorum.

- Birileri mutlaka çıkacak sizi yerden yere vuracak, 'Sana mı kaldı yönetmenlik,' diyecek. Bunlara cevabınız hazır mı? - Eleştirilmekten hiçbir zaman korkmadım, korkmam da! Ama beni eleştirecek olanlar lütfen şunu unutmasınlar; bu benim yazdığım ilk senaryo, yönettiğim ilk film, oynadığım ilk sinema filmi. Zaten 'Türkiye'nin en güzel filmini çektim' diye bir iddiam da yok, ben sadece çok güzel bir film yaptım. Benim için önemli olan insanların filmi izledikten sonraki düşünceleri...

- İddialı mısınız peki bu işte? - İddialı olmasam bu yola çıkmazdım.

- Neye güveniyorsunuz bu kadar? - Çünkü bu filme yüreğimi koydum. Aynı şekilde bütün oyuncular, bütün teknik ekip de yüreğini koydu. Seyirci izlemeyecekse, beğenmeyecekse benim sorunum. Ama ya çok iş yaparsa? O zaman ne olacak?
Haberin fotoğrafları