Sezen, kalçasını kırmış diye haberler geçince çevirdim telefonunu. Telefonu açmasını beklediğim asistanına söyleyeceğim sıradan, sıkıcı 'Geçmiş olsun' dileklerimi aklımda sıralarken telefona Sezen Aksu çıktı. Sesi cıvıl cıvıldı. "Aa, sizin kıçınız kırılmamış mıydı kraliçem?" diyebildim heyecanla. Heyecan, bende böyle saçma bir etki yaratabiliyor. Tabii kolay bir an değil, kendinizi zeki, komik, entelektüel, Sezen'in aurasından etkilenmemiş gibi göstermeye çalışırken böyle kıç üstü düşebiliyorsunuz! Söylediğim cümleyi kulağım duyduğunda iş işten geçmiş, çook uzaklara gitmişti. İş, artık evinden uzak yalnız bir kovboydu :) Sezen Aksu ile, yeni tanışmış olmanın getirdiği karmaşa ile henüz 'sen-siz' dengesini de oturtabilmiş değilim. Çünkü o da bu dengeyi oturtabilmiş değil. Herhalde artık suratıma kapatır derken, o güzel kahkahasından patlattı; "Rahşan Hanımcığım, tüm arkadaşlarım böyle espriler yapıyor, üstelik sancıdan gülemiyorum" dedi. Neyse uzatmayayım, aslında kalçası kırılmamış, kuyruk sokumu çatlamış. Daha önce de başına gelmiş bu durum. Bu nedenle sahnedeyken çaktırmadan bir minder üzerine oturuyormuş hep. Düşmesinin hikayesi de hayli ilginç. Sezen, stüdyosunu kurduğunda, binada yeni doğmuş bir köpek bulmuşlar. Adını da 'Toto' koymuşlar. Çirkinler çirkini Toto, bir anda Sezen'in 6 köpek, 6 kediden oluşan hayvanlar familyasının bir üyesi olmuş. Toto'nun en büyük düşmanı ise Mithat Can'ın Danua cinsi köpeğiymiş. Toto, boyuna bakmadan Danua'ya bir kez dalmış. Danua önceleri kıpraşmamış bile ama en son kavgaları büyük olmuş. Danua, Toto'nun gırtlağına yapışınca zavallı Toto iki ay hastanede yatmış. Hastane dönüşü Toto'yu diğer köpeklerden ayrı bir yere koymuşlar. Ama Sezen, Toto'nun dramına üzülüp, onu eve getirmiş. Olay günü de Danua'dan kaçan Toto, Sezen'in ayağına dolanmış ve sanatçımız kendini yerde bulmuş. Sezen Aksu'nun bu haftayı yatarak geçirmesi gerekiyor. Bunu becerebilecek mi bilmiyor. Şimdiden kurtlanmış durumda. Ama Toto'nun durumunu şöyle özetliyor: "Toto, şu anda sokaktan yalıya taşındı. Salonun en güzel koltuğuna kurulmuş, bana bakıyor. Bu hikayeyi yazsaydım, adını 'Toto'nun önleyemeyen yükselişi' koyardım!" Geçmiş olsun Sezenciğim... Kafası karışmış not: Yazıyı bitirirken acaba Sezen Hanım mı deseydim, ay dedim ya bir türlü beceremiyorum işte Sezen ile 'sizbiz' diyaloğu kurmayı!
Bugünkü Tüm Yazıları
Sezen'in 'Toto'sunun müthiş yükselişi!
Yayın tarihi: 28 Ağustos 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/28/gny/gulsan.html
Tüm hakları saklıdır.