130 günde devr-i Türkiye

"Denize açılmak için mutlaka lüks bir yat gerekmez," fikriyle yola çıkan Hakan Güvenç, büyük macerasını, onu Hopa Limanı'nda çiçekle karşılayan Hopa Belediye Başkanı Yılmaz Topaloğlu'nun "Hoş geldiniz," sözleriyle tamamladı. Adana Yelken İhtisas ve Su Sporları Kulübü üyesi Güvenç, amatör denizciliğe öncülük etmek ve bir ilki gerçekleştirmek için 30 Mart günü, 2 metre 70 santimetrelik şişme botuyla Adana'nın Karataş İlçesi'nden Hopa'ya gitmek üzere yola çıkmıştı. Maceralı bir yolculuğun ardından Türkiye'nin tüm kıyılarını dolaşarak, 7 Ağustos Pazartesi günü Hopa'ya ulaşan Güvenç, şişme botla 3 bin 750 deniz mili, yani yaklaşık 7 bin 300 kilometre yol kat etti. Güvenç'i Hopa Limanı'nda karşılayan Yılmaz Topaloğlu, botu görünce şaşkınlığını gizleyemeyerek, "Bu botla Adana'dan buraya gelmek cesaret ister. Öncelikle bu cesaretinizden dolayı tebrik ediyorum. Amatör denizcilik adına neler yapılabileceğini bize gösterdiniz," dedi. Yolculuğu boyunca Türkiye'nin bütün koylarına girerek, hem kamera hem de fotoğraf çekimleri yapan Hakan Güvenç, 130 gün boyunca yaşadıklarını ve gördüklerini, dört ayrı kitap ve bir CD'de toplayıp Türkiye ile paylaşmak istiyor.

DENİZ MASALLARI YAZACAK
Karaya ayak bastığında yaşadıklarını anlatan Güvenç, "Yolculuğum boyunca inanılmaz şeyler yaşadım ve gördüm. Çok zor koşullarda yoluma devam etmek durumunda kaldım. Pek çok anım ve dinlediğim birçok deniz hikâyesi var. Hemen hemen Türkiye'nin tüm balıkçı barınaklarına girip denizcilerle sohbet ettim. Hem ülkemizin en önemli amatör denizcileri ile tanıştım hem de isimsiz kahramanlardan çok güzel deniz öyküleri dinledim ve bunları kameraya kaydettim. Şimdi ilk yapacağım şey, bu 130 günü kitap haline getirerek ölümsüzleştirmek," diyor ve bu planını şöyle anlatıyor: "Fakat tek kitapta hepsini bir araya getiremeyeceğim için kategorilere ayırdım ve dört kitap yazmaya karar verdim. Birincisi, Türkiye'de eksikliğini bu seyahatte fark ettiğim ve gençlerimizin denizlerden uzak oluşunu buna bağladığım deniz masalları olacak. Seyahat boyunca dinlediğim yaşanmış hikayeleri çocuk masallarına dönüştürmek istiyorum. İkinci planım ise 130 gün boyunca yaşadıklarımı yazmak, ayrıca bu kitabın yanında anlattığım her yerin kamera çekimlerinin bulunduğu CD de hazırlayacağım. Üçüncüsü, Karadeniz'in mizahi yönünü anlatan ve Karadenizli balıkçılardan dinlediğim taka öyküleri. Sonuncusu da rehber niteliğinde, kıyılarımızı anlatan bir kitap olacak."