EA
yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder.
SMS:
?EA
Prof. Yılmaz Esmer?
Siyasetçi, işadamı, yönetici, sanatçı, vb... Her dönemde bazı kişilerin yıldızı parlar. Ya da şöyle diyelim: Bazı kişilere medya daha fazla ilgi gösterir.
Bunu nasıl yapar? Mesela o kişilerin sözleri 'büyük haber' olarak yer alır... TV'lerdeki tartışma programlarında sık sık karşımıza çıkarlar... Gazete ve dergilerde röportajları yayınlanır.
Parlayanlar arasında elbette üniversite hocaları da vardır. Çünkü bilimsel verilerle süslenmiş "ideolojik-politik söylemlerin" tadı daha bir güzeldir. Medyada şık durur.
Son dönemin parlayan hocalarından siyaset bilimci Prof. Yılmaz Esmer'in yeni araştırması dün birçok gazetede yer aldı.
Örneğin Milliyet, siyasi çizgisine uygun olarak, dünkü manşetinde "Yeni 'merkez'de mayo günah" ibaresine yer verdi.
Çünkü Esmer'in araştırmasına göre, "Bir kadının plajda, havuzda mayo ile dolaşması günah mıdır" sorusuna ("artık merkez partisi oldu" denilen) AKP'ye oy verenlerin yüzde 83'ü 'Evet, günahtır' demişti. Aynı oran CHP'de yüzde 14, MHP'de yüzde 63'tü.
Burada tuhaf bir nokta var!
Anlatmaya çalışayım...
Gençliğinde kız arkadaşlarıyla, ileri yaşlarda eşiyle denize ve havuza girmiş ve girmeye de devam eden bir kişi olan bana da sorsanız aynı cevabı veririm!
"Evet" derim, "bir kadının plajda, havuzda mayo ile dolaşması günahtır."
Bunu işitenler hemen atılır: "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Kendinle çelişmiyor musun?"
Hayır, çelişmiyorum. Çünkü siz bana soruyu "günah mı" diye soruyorsunuz. Bana şimdiye kadar verilen İslami bilgilere göre böyle!
Ama eğer soruyu 'başka şekilde' sorsaydınız... Mesela "Bir kadın plajda, havuzda mayo ile dolaşabilir mi" deseydiniz... Buna "Evet, niye dolaşmasın ki" derdim.
Aynı şekilde, yine benim bilgilerime göre, İslam'da alkollü içki içilmesi de günahtır. Sorarsanız, "Evet, İslam'da günahtır" derim. Ama benim içki içtiğimi herkes biliyor.
Bir şeyin dinde günah olduğunu bilmek başka, tüm hayatını ona göre tanzim etmek başka...
Anket sorularını "böyle" kurgularsanız, "insanların gerçek davranışlarını" anlayamazsınız.
Hep verdiğim örnektir: Adama "dindar mısın" diye sorarsanız, "Abi valla çok dindarım" diyecektir.
Ama onun gerçek yaşamını gözlerseniz... Haftada 'bir kez' namaza (Cumaya) gittiğini, ramazanda 20 gün kadar oruç tuttuğunu, bayram namazlarını ise kaçırmadığını göreceksiniz... 'Çok dindarım' sözünün somut karşılığı işte bundan ibarettir!
Sadece Yılmaz Esmer'inkileri değil diğer araştırmaları da eleştirel bir gözle okumakta yarar var.
Söz
Bahçeşehir Üniversitesi'nde ders vermekte olan Prof. Esmer'den açılmışken birkaç hatırlatma:
* Prof. Esmer,
24 Temmuz'daki bir TV programında şu açıklamayı yaptı: "
Seçim sonuçları beni şaşırtmadı. Çünkü Ocak 2007 itibariyle, bizim üniversitede yaptığımız araştırmada, AKP'nin oyunu yüzde 47 bulmuştuk." Sunucu
Can Dündar şaşırdı: "
Hocam bu bulguyu niye açıklamadınız?" Cevap: "
Çünkü ben de inanamadım."
* Prof. Esmer'in
16 Temmuz tarihli
Vatan gazetesinde, yakışıklı fotoğraflar eşliğinde, CHP'li
Bülent Tanla ile birlikte bir röportajı yayınlandı. Tanla "
AKP'nin yüzde 40'ları
bulması hayal" derken onu uyarma ihtiyacı duymayan Esmer, yukarıda sözünü ettiğim bilgilere sahip olmasına karşın, "
AKP yüzde 38-40'ı
bulsa dahi..." diye başlayan cümleler kurabiliyordu.
* Benzeri bir durum,
TV8'de birlikte program sundukları
Haluk Şahin için de geçerliydi. Haluk Şahin,
Radikal gazetesinde "
Ben yüzde 43'lük
filan bir hava görmüyorum" diye yazılar kaleme alır ve konuşurken, Esmer'in o dönemki
Yüksek Siyaset programlarında partnerini uyardığını hiç işitmedik.
* Ayrıca çeşitli programlarda, Cumhurbaşkanı
Sezer'in kendinden menkul
'kamusal alan' tarifine, Prof. Esmer'in, sanki o tarifin siyaset biliminde ciddiye alınacak bir yanı varmışçasına sahip çıktığına da çok şahit olduk.
Maliyetsiz parlama olmuyor!
Yayın tarihi: 19 Ağustos 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/19//akoz.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.