kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Ağustos 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
EMRE AKÖZ

Hayrünnisa Gül'ün davası

Kafayı 'göbeğini kaşıyan adama' takanların köşe yazılarından ve internette dolaşan mesajlardan şunu anlıyorum:
Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül'ün, türban yüzünden üniversiteye alınmadığı için 2002 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yaptığı başvuru, "doğru bir davranış" olarak görülmüyor. "İnsan ülkesini yabancılara şikâyet eder mi" deniyor.
Külliyen saçma bir itiraz.
Tam bir cehalet örneği.
Niye mi? İşte sebepleri:
1) AİHM'de niye Türk yargıç da bulunuyor sanıyorsunuz? Bu tip uluslararası antlaşmalar "yabancı" yasalar değildir. Onlar özbeöz bizim hukukumuzun parçasıdır. Bana inanmıyorsanız Anayasanın 90'ıncı maddesine bakın: "... milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi'ne başvurulamaz" diyor.
2) Dahası da var: Eğer iç hukuktaki bir madde ile uluslar arası antlaşmadaki bir madde çelişirse ne olacak? Hangisi uygulanacak? Bilmeyenler sıkı dursun: Esas olan uluslararası antlaşmadır! Onu da yine Anayasanın 90'ıncı maddesinden okuyalım: "... temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır."
3) Hukuk herkesindir. Adalet herkese gerekir. Mesela TV stüdyosunda, milyonların gözü önünde 10 kişiyi öldürmüş bir katilin dahi avukat tutma ve kendini savunma hakkı vardır. Hatta... Eğer parası yoksa, devletin avukat sağladığı bu kişi, mahkeme karar verene kadar suçsuzdur.
İç hukuk yollarını tüketen herkes hakkını aramak için AİHM'ye başvurabilir. Vurmalıdır da!
AİHM'ye gitmenin, duruma göre Yargıtay'a ya da Danıştay'a başvurmaktan farkı yok ki!
Hayrünnisa Gül, eşi "siyasi" eleştirilere maruz kalmasın diye başvurusunu 2004 yılında geri çekmişti.
Burada acı olan, eleştirilme korkusudur. Üstelik bu hayali bir korku, bir kuruntu da değildir. Maalesef o korkuyu yaratan somut nedenler bulunuyor.
Türkiye'de öylesine saçma bir milliyetçilik anlayışı var ki hak aramayı "ayıp" ve "yanlış" ilan ediyor. Tam bir aymazlık!
Poposunu kaşımaktan kafasını çalıştırmaya vakit bulamayanlara hatırlatalım: O duruma düşmenizi asla istemem ama gün gelir siz de AİHM'ye başvurmak zorunda kalabilirsiniz.
Hayat bu; belli mi olur?