Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, hükûmet listesine bakmadan geri çevirmesi,
"rest mi?", "jest mi?" tartışmasına yol açtı. Bence ne rest, ne jest.
"Jest" olsaydı, Sezer, giderayak, Danıştay ve YÖK'e birer üye atamazdı. YÖK üyeliğine Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı
Bülent Serim'i, Danıştay üyeliğine de, merkez valisi
Mustafa Temel Koçaklar'ı daha yeni getirdi. Görüldüğü gibi,
"Bırakayım da benden sonraki cumhurbaşkanı değerlendirsin" gibi bir zihniyet taşımıyor Sezer.
Peki Bakanlar Kurulu'nu niçin onaylamadı? Bunun sebebi açık: Tayyip Erdoğan en ufak bir değişikliği veyahut itirazı kabul etmeyeceğini kamuoyuna açıklamıştı. Hükûmetin atamalarına veto yağdıran bir cumhurbaşkanının, hükûmet üyelerine hiç itirazı olmaması mümkün müydü? İtiraz etse, bu defa, Tayyip Erdoğan listesini alıp gidecek, Sezer kendisini bir polemiğin ortasında bulacaktı.
Kısacası, ne jest yapmıştır; ne de rest çekmiştir. Zaten artık ne jestinin, ne de restinin bir önemi kaldı. 28 Ağustos'tan sonra, o, sade bir vatandaş. Çankaya tarihinde, pek büyük bir iz bırakacağını da sanmıyorum. Aile yaşantısına özen gösteren dürüst bir insan olmasına rağmen, özellikle AK Parti'nin iktidara gelmesinden sonra,
"laik cumhuriyet bekçiliğine" soyunduğu için, tarafsızlık konusunda iyi not alamadı.
Yayın tarihi: 18 Ağustos 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/18//ilicak.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.