Önce
"Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül'ün arası açıldı" haberleri yapıldı; hatta Yavuz Donat, durumu veciz ama, hakikati yansıtmayan bir cümleyle ifade etti:
"Elmaya kurt düştü." Sonra işin içine Erdoğan'ın danışmanlarını da soktular. Milliyet gazetesi, aleyhinde çıkan haberleri düzeltmediği gerekçesiyle, Gül'ün, Akif Beki'ye çıkıştığını iddia etti. Ardından da, Yalçın Akdoğan'ın Yeni Şafak'taki makalesi
"Gül karşıtı tavır" diye yorumlanarak manşete taşındı. Oysa ne Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan'ın arası açık; ne de danışmanlar Gül'e karşı bir siyasi tavır içinde. Gül'ün, Akif Beki'ye sitem ettiği haberi ise, tarafları kızıştırma çabasından ibaret.
Bütün bu spekülasyonlar, önümüzdeki hafta sona erecek. Cumhurbaşkanlığına aday veya adaylar belli olacak. Sonuçta, Abdullah Gül Çankaya'ya çıkacak.
Dün de yazdığımız gibi, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı olması değil, olmaması istikrarı bozar. Çünkü AK Parti'ye oy verenlerin büyük çoğunluğu kendisini aldatılmış hissedecektir; AK Parti'ye destek zayıflayacaktır.
Kimse, % 53 adına konuşmasın. Çünkü, % 53'ün içinde, hassasiyetleri ve öncelikleri birbirinden çok farklı olan MHP var, DTP var, CHP var, Demokrat Parti var, Baskın Oran, Muhsin Yazıcıoğlu, Ufuk Uras, Mesut Yılmaz var... Aralarında hiçbir fark bulunmasa, zaten % 53 tek bir parti çatısı altında birleşir ve iktidara gelirdi. % 53'ün, topyekun, Gül'ün cumhurbaşkanlığını istikrarsızlıkla eşdeğer gördüğünü söyleyebilir miyiz?
Yayın tarihi: 12 Ağustos 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/12//haber,368C9D21E32B4E21B189BAD169AF6997.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.