Hayrünnisa Gül, 15 yaşında Abdullah Gül ile evlenince, İstanbul Çemberlitaş Lisesi'ni bıraktı. Fakat daha sonra okulunu dışarıdan bitirdi; üniversite imtihanlarına hazırlandı. Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi'ne girmeye hak kazandı. Başı kapalı olduğu için, onun, fakültede okumasına izin vermediler. Bunu, noter ile tespit ettirdi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurdu.
Ben şahsen bu davranışını övgüye değer buluyorum. Özgür bir kadın gibi hareket etmiş, Türk devletinin kendine tanıdığı bir haktan yararlanmayı bilmiş, ayrıca, eğitimin önemini kavrayarak, hem liseyi dışarıdan bitirmiş, hem de ÖSS sınavını geçerek, üniversiteye girmeye hak kazanmış. Yani, sadece,
"kocama hizmet edeyim, yemek pişireyim, bebeğimin altını temizleyeyim" dememiş, kendi kişiliğini de geliştirmeye gayret sarf etmiş.
Bence, Hayrünnisa Gül, kocasının yanında
"eksi" değil,
"artı" puan.
Bu arada, eşi türbanlı olanları
fişleyip, kategorize edenleri de esefle görüyoruz. Kadınlar örtünerek sadece
"dişiliklerini" gözlerden sakınıyor. Ama bizim laik kesim, onların birbirinden farklı
"kişiliklerini" de yerle bir ediyor. Laikçilerin gözünde, başını örtenler, sadece
"türbanlı kadınlar."
Yayın tarihi: 16 Ağustos 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/16//haber,6767AEEB12A84B04A2C7FC05CE6C8539.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.