Seçim malzemesi olmasın

Yemin töreninin en çok ilgi çeken olayı, şüphesiz, Devlet Bahçeli ile Ahmet Türk'ün el sıkışmasıydı. Hemen hemen bütün gazeteler, bu görüntüyü "olumlu bir başlangıç" diyerek, alkışladı. İster istemez, seçim öncesinde basına yansıyan bir başka fotoğraf karesini hatırladık. Devlet Bahçeli, o tarihte, Ecevit hükûmetinin başbakan yardımcısıydı. Kürsüde, HADEP'li Diyarbakır Belediye Başkan Feridun Çelik konuşuyordu. Bahçeli, onu alkışlıyordu. Bu resim, Bahçeli'yi karalamak amacıyla, hükûmet yanlısı medya tarafından kullanıldı. Ama, doğrusu, MHP Genel Başkanı da, bunu hak etmişti. Çünkü o da, PKK ve şehitler üzerinden Erdoğan'ı vurmaya çalışıyor, AK Parti liderinin şehitlere "kelle" dediğini öne sürüyordu. Çok şükür, bu nahoş tartışma, seçimlerle birlikte sona erdi. Şimdi, Bahçeli, Demokratik Toplum Partisi Genel Başkanı Ahmet Türk ile tokalaşıyor; buna mukabil, Tayyip Erdoğan'a küs; onunla hiç selâmlaşmıyor, telefonuna dahi cevap vermiyor. Kavga, PKK üzerinden yürütüldü ama, Bahçeli, PKK yandaşı gibi gördüğü Ahmet Türk'e gönül koymadı da, başbakanla diyalogu koparttı.
Tayyip Erdoğan, Avusturyalı bir gazetecinin kendisini Abdullah Öcalan'la karşılaştırması ve "Her ikiniz de siyasi yasaklısınız" demesi üzerine "O kelleleri aldığı için yasaklı; ben, şiir okuduğum için; arada çok büyük fark var" cevabını vermişti. Seçim öncesi bu söz, hem CHP, hem de MHP tarafından sürekli istismar edildi. Bahçeli'nin Feridun Çelik'i alkışlamasının fotoğrafları da, bir "savunma mekanizması" olarak gündeme getirildi.
Bahçeli ile Ahmet Türk'ün tokalaşmasının bir sonraki seçimlerde malzeme yapılmamasını umarız. Demokratik Toplum Partisi'nin parlamentoya girmesi ve korkulanın aksine, yemin merasiminin kazasız belâsız atlatılması, demokrasimize katkı sağlamıştır. Artık herkes, belirli bir siyasi olgunluğa ulaştı; gerginliklerden medet umanların sayısı azaldı.