Pazar günü Köln'de Türkiye'de uzun zamandır görülmeyen manzaralar vardı.
Yani Fenerlisi, Beşiktaşlısı aynı vagonda yolculuk yaptı, aynı restoranda, aynı kafede oturdu ve birkaç kendini bilmez dışında olay çıkaran olmadı. Bu keyifle sokakta yürürken içi ağzına kadar taraftar dolu olan bir Türk büfesi gördüm.
Müşteriler Türk, büfe sahibi Türk, siparişler Türkçe veriliyor, fiyatlar Türkçe söyleniyor. O an insan kendini Köln'de değil de Türkiye'deki herhangi bir yerde hissediyor.
Dolaptan bir ayran alıp kasa sırasına girdim. Önümde başka bir şehirden geldikleri belli olan 3 delikanlı vardı.
Birer dönerli sandviç ve patates kızartması istediler, 16 avro civarı bir para ödediler. Siparişler hazırlandı, gençlerden biri patates kızartmasına ketçap dökülmesini istedi.
Büfe görevlisi ketçap ekstra diye 75'er cent daha istedi... Gençler aralarında konuştu sonra "tamam ketçapsız" olsun dediler.
Okurken belki çok anlamlı gelmiyor ama dolaptaki 5 kiloluk ketçap kutusu ve çocukların suratındaki ifadeyi görseniz ne demek istediğimi anlardınız.
Çocuklar gitti, sıra bana geldi. Aklıma ilk gelen şey çocuklar için ketçap parası ödemekti, sonra vazgeçtim, bu büfeciye ödül olurdu.Ayranı kasanın önüne bırakıp, "senden bir şey almak istemiyorum" diyerek çıktım. Büfeci ne anladı ne de bir şey dedi. O sırada tahminen bir sonraki müşteriden alacağı parayı düşünüyordu.
İçeri girerken kendimi Türkiye'de herhangi bir yerde hissetmiştim çıkarken bir başka yerde olduğumun farkındaydım.Türkiye'de hiçbir yerde 3 kuruşluk ketçap için 3 delikanlının bu kadar kıvranmasına izin verilmez.
Yayın tarihi: 7 Ağustos 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/07//sendir.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.