Geçen hafta bir orman mühendisinin Türkiye'nin en önemli reklam şirketlerinden Alamet-i Farika adlı karınca yuvasındaki Turkcell'in metin yazarları ekibine katılma harekatını anlatacağımı söylemiştim. Anlatalım, çünkü ilginç ve oldukça yaratıcı bir yaklaşım oluşturmuş Özlem... Yaratıcılık, katma değer üreten yaratıcı, yeni bakış, çözüm iş dünyasının baştacıdır. Özel hayatımızda da yaratıcı bakış, kendisiyle barışık, işinde ve özel hayatında başarılı bireyler olmamızı sağlıyor. Özlem, reklam metni yazarı olmak istiyor. Böyle bir işte çalışırsa ileride reklamcılıkta edineceği deneyimle başarılı bir öykücü, romancı olmaya doğru ilerlemek en büyük düşü... Reklam metni yazanlar, altı saatlik toplantıları, 30 sayfalık raporları zihinlerinde ayıklayıp bir ya da iki cümleye süzme becerisini göstermek zorunda. Çok zor iştir. Değişmez prensip hep, "Less is more!" (Az çoktur) ilkesi, kılıç gibi tepelerinde asılıdır... Hem yaratıcı olacaksın hem de iki cümlede koca ürünü tanıtacaksın; bu arada marka derinliğini de koruyacaksın. Reklam ajansı, duyuru yapıyor. Metin yazarı alınacak işe... Özlem, şirketin hizmet verdiği kuruluşlardan Turkcell'i hedefliyor, bir fark yaratarak CV'sini göndermeden önce dikkati çekmek için bir mektup gönderiyor. Zarfın içinden hafif sararmış bir dosya kâğıdı çıkıyor. Kâğıdın sol tarafına Turkcell'in ikonu Cellocan'ın bir gazeteden kesilmiş, resmi yapıştırılmış. Tehdit mektuplarında adet olduğu üzre, gazetelerden kesilmiş harflerle şunlar yazıyor: "Cellocan elimizde, Özlem'i işe almazsanız sorumluluk size ait... İmza Özlem, pardon bir dost..." Özlem, başvuranların CV'leri şirkete ulaşmadan dikkati çekiyor. Ertesi gün yüzlerce CV'yle birlikte Özlem'in CV'side geliyor şirkete... Nasıl mı? Bir kurye getirip bırakıyor. Özlem'in CV'si toplantı masasının üstüne konuyor. CV'yi inceleyenler, "Boş verin ötekileri, hemen bu kızı işe alın," diyorlar. Peki, bu büyük dikkat çeken, fark yaratan CV nasıl bir şey mi?.. Özlem bir kâğıda fotoğraf yapıştırıp eğitimini, kendini anlatmak yerine yaşamını, bakışını anlatacak muhteşem bir kutu hazırlayıp yolluyor. Bej renkli, keten, iyi cins bir kumaşla kaplanmış. Üstüne yapıştırılmış post-it'te Özlem'in CV'si yazıyor. Kapağa üstü yazılı iki yuvarlak rozet takılmış. Birinde, "Hayatta her an her şey olabilir," yazıyor; ötekinde "Bakalım bugün neler olacak?"
KIZI DA KOMİK
Kutudan çıkanlar Özlem'i anlatıyor: Orman mühendisiymiş, diplomasını koymuş. Diplomadaki resimden bu yana yüzü değiştiği için yeni çekilmiş fiyakalı bir kocaman resmini de eklemiş. Evlenmiş, ayrılmış, beş yaşında bir kızı var. Kutudan kızının yazdığı bir mektup çıkıyor. Mizah duygusu olan anne ve çocuk zarfın üstüne "Duygu sömürüsü!" yazmışlar. Mektup şöyle bir şey: "Anneciğim, size anne diyebilir miyim? Bu işe mutlaka gireceğini biliyorum. Sakın onlara bu işe çok ihtiyacımız olduğunu söyleme. Anneciğim sen olmasan ben ne yapardım?" Toplantıdakiler, gülmekten kırılıyor. Kutudan kırmızı kurdeleleriyle altı tane Adana bölgesi yüzme birinciliği madalyası çıkıyor. Sporcu, soğukkanlı, çevik olduğunu anlatmak için koymuş Özlem madalyaları... Kutunun içindeki minik bir kutudan çift taraflı bant, perde uçlarına takılan tıkaçlar çıkıyor. Masadakiler Özlem'in CV'sini yorumlama oyununa girmiş diyorlar ki "Küçük çözümler, büyük işler başarır, demek istiyor." Bir çikolata, üstündeki kâğıtta "Bu okunmuş bir çikolatadır, bunu yiyen 'Evet,' der. Bunu yiyiniz," yazıyor. Minik bir kutu süt... Üstüne keçe kalemle "Benim lovemark'ım!" yazılmış. "Aşkla bağlanılacak markalar yaratmak, reklamcıların işi,", işten çaktığını belli ediyor. Bir kitap çıkıyor, adı
Bir İnsana Sekiz Dakikada Nasıl 'Evet' Dedirtirsiniz? "Lütfen bunu okuyun, bana cevap vermeden önce," yazan bir kâğıt yapıştırmış üstüne... Bir sürü reklam filmi senaryosu... İlaç prospektüsü... Bunun ne anlama geldiğini hemen çakıyor masadakiler... "Enine boyuna incelerim, etkileri ve yan etkileri hep göz önünde tutarım," diyor. Özlem'in yaratıcı bakışı doğrultusunda hazırladığı CV kutusu, fark yaratıyor, dikkati çekmesini sağlıyor, merak uyandırıyor. Şirketteki arkadaşlara "Ben bunu yazarım," dedim. "Yapma, yüzlerce kutu gelir," dediler. "Bence bir mahsuru yok, o kutularla bir sergi açarız, enstalasyon takılırız," dedim. Gökten üç elma düşmüş, masadakiler Özlem'in okunmuş çikolatasını afiyetle yemiş. Özlem Küçükyılmaz, şimdi Alamet-i Farika'da çalışıyor.
Yayın tarihi: 4 Ağustos 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/04/ct/haber,3CD542E9EC3A4DBFA1A9DE0716A3EB80.html
Tüm hakları saklıdır.