kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Temmuz 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ŞELALE KADAK

Kadın başkan olmak yurtdışında daha zor!

Yıllardır ekonomi basınında yer alan bir gazeteci olarak, Türk Sanayici ve İşadamları Derneği'ne (TÜSİAD) başkanlık etmenin kolay bir şey olmadığını söyleyebilirim.
Son yıllar hariç, Türkiye gibi sürekli zig zaglar çizen, bir krizden ötekine sürüklenen, bir günde birden fazla manşetlik gündem maddesiyle boğuşan bir ülkede elini taşın altına koyan patronların sözcülüğünden söz ediyoruz ne de olsa.
Hükümete her çıkışları, 'Onlar kendi işlerine baksın' şeklinde sert bir karşılık bulan, kimi zaman televizyonların canlı yayın yaptıkları esnada başbakandan azar işiten, kimi zaman da üyeleri tarafından 'Bizim sorunlarımızla değil, ülke sorunlarıyla ilgileniyorsunuz!' şeklinde eleştirilere maruz kalan da onlar. Onlar derken, aslında yönetim kurulu ve daha ziyade de TÜSİAD başkanından söz ediyorum.
İşte bu nedenledir ki, Vehbi Koç, Sakıp Sabancı, Feyyaz Berker, Asım Kocabıyık, Osman Boyner, Şarık Tara ve Ayhan Şahenk
gibi duayen sanayiciler tarafından kurulan dernekte son yıllarda başkanlık konusu en çetrefilli konu olmuştur. Çünkü, bu koltuğa ikinci kuşaklar güle oynaya oturmak istememiş, ya mecburiyetten oturmuş ya da 'lütfen beni affedin' demişlerdi. Ama tabii, oturduktan sonra son derece başarılı olan nice genç başkan var o da ayrı bir konu. Cem Boyner'in ne kadar iyi başkanlık yaptığı sanırım herkesin hafızasındadır. Ama son dönemde Tuncay Özilhan ve ardından Ömer Sabancı'nın, özellikle de başkanlıklarının ikinci yılında son derece iyi performans gösterdiğini söylersem, sanırım iş dünyasından itiraz edecek olanların sayısı çok azdır.

Sanayiciler neyi bekliyor?
Dün TÜSİAD'ın yeni üstelik de ilk kadın başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ'la bir araya geldik. Gördüğüm şu ki, TÜSİAD'a başkan olan isimlerin o koltuğa oturduğu günden itibaren hayatları 180 derece değişiyor. Yalçındağ da artık mesaisinin neredeyse tamamını TÜSİAD'ın ilgilendiği konularda çalışarak geçiriyor ve daha çok da dernek binasındaki odasında vakit geçiriyor.
Türk sanayisinin içinde bulunduğu durum ve geleceği için yapılması gerekenler konusunda son derece net fikirlere sahip.
Sanayinin yol haritası için derneğin çıkarmasını istediği raporlardan söz ediyor ve önümüzdeki bir ayın ne kadar önemli olduğunun altını çizmeyi ihmal etmiyor.
TÜSİAD üyesi sanayicilerin son dönemde yaptığı şirket ve banka satışlarından elde ettiği kazançları yeni yatırımlara dönüştürmek için de uygun yatırım ortamını beklediğini Yalçındağ'ın ağzından duyuyoruz. Öyle görünüyor ki, cumhurbaşkanlığı seçiminin uzlaşmayla sonuçlanmasının ardından, iş dünyasında özellikle yerli sanayiciler yeni bir yatırım hamlesine girişecek. Yalçındağ, bu dönemin sağduyuyla atlatılması temennisinde bulunurken, siyasi istikrarın kalıcı olması halinde eylülden itibaren Türkiye'nin daha parlak günler yaşayacağının işaretini veriyor.

Business Europe'da 3 kadın başkan
Cümlelerini özenle seçen ve son derece kendine güvenli bir duruş sergileyen Arzuhan Doğan Yalçındağ'ı önümüzdeki altı ayda Portekiz, İngiltere, İspanya, İtalya, Polonya ve İsveç'ten oluşan yoğun bir Avrupa turunun beklediğini öğreniyoruz. Avrupa Birliği konusunun tekrar ön plana çıkması TÜSİAD'ın en önemli taleplerinden bir tanesi.
Peki TÜSİAD'ın ilk kadın başkanı olmak nasıl bir duygu? Zor tarafları var mı? Yönetim kurulunda zorlandığı oldu mu? Yalçındağ'ın bu soruya verdiği yanıt beni epey şaşırtıyor. "Türkiye'de hiç bir sorun yok. Siz asıl Avrupa'ya bakın. Orada daha zor. Business Europe'un 24 üyesinden sadece Türkiye, Fransa ve Polonya'nın temsilcileri kadın." Bakalım TÜSİAD, Yalçındağ'ın başkanlığı döneminde hangi önemli raporlara imzasını atıp, önemli çıkışlarda bulunacak ve iddialı bir sivil toplum örgütü olduğunu hangi hareketleriyle gösterecek?