Ertuğrul Sağlam'a açık mektup

Sevgili Sağlam... Göreve geliş biçimini asla onaylamam. Ama bu senin Beşiktaş'a teknik direktör olamayacağın anlamına gelmez. Senin sporcu ahlakına, futbol bilgine saygım sonsuz. Antrenörlük yolunun 'olgun' döneminde geleceğin göreve, 'çaylak' döneminde geldin. Bu senin için hem şans hem de şanssızlık. Büyük sevinçlere de, hayal kırıklıklarına da kendini şimdiden hazırla.
Sevgili Sağlam;
Bu satırların yazarı neredeyse 40 yılını muhabireleştirmen olarak Beşiktaş'a vermiştir. Dinlemek, dinlememekten daha yararlıdır. Sana diyeceklerimi bir kenara not et; zor günlerinde okursun.
Sevgili Sağlam;
Başkan Yıldırım Demirören'e güvenme. Onun için tek şey vardır: Oturduğu koltuk. Gerisi sen dahil teferruattır! (Örnek: Ekselansları dediğim Lucescu'yu gönderdi. Real Madrid efsanesi Del Bosque'yi bir günde kapının önüne koydu. Sonuna kadar arkasındayım dediği Rıza Çalımbay'ın kariyerini bir günde yok etti. Zor günlerde sakın yönetim kuruluna güvenme. Onlar zaten başkanın adamları.
Sevgili Sağlam;
Siyaset adam yok etme sanatıdır. Bu nedenle çok güvendiğin siyasi ağabeylerinin verdiği desteklere güvenme.
Sevgili Sağlam;
Medyaya hiç güvenme. Başarıda seni kahraman yapanlar, en ufak başarısızlıkta ise neredeyse hain damgası vururlar. (Örnek: Sen idmandayken, haber bile vermeden seni Samsun'a sattıklarında medya ne yaptı?)
Sevgili Sağlam;
Tribüne ise hiç güvenme. Onlar kişilere değil, Beşiktaş formasına aşıktır. Başarı yoksa kişiler kral olsa bile gider. (Örnek: Beşiktaş'ta ikinciliği bile başarısız sayan Süleyman Seba'ya bile sırt dönmediler mi?)
Sevgili Sağlam;
Etrafın o kadar kalabalık ama sen hep yalnızsın. İşte liderlik budur ve liderlik yalnız adam olmak demektir.
Sevgili Sağlam;
Türk antrenörlüğünün gelmiş geçmiş en büyük ismi Gündüz Kılıç'ın bir sözü vardır: Kimseye acıma... Acırsan acınacak hale düşersin!
Sevgili Sağlam;
Senin başarılı olacağına inanan biri olarak 'Beşiktaş'a hoşgeldin' diyorum. Yolun açık olsun!