TBMM'de cumhurbaşkanı seçimi gibi bir demokrasi sınavı var . Bu sınavda gözler
AK Parti dışındaki siyasi partiler ve bağımsızlarda. Bugünden itibaren ülke gündeminin en önemli sorunu bence cumhurbaşkanı seçimi olacak.
AK Parti ve Başbakan Erdoğan geçen yasama döneminde cumhurbaşkanı seçim sürecini iyi yönetemedi . Bunu sadece ben değil, yazar çizerlerin büyük çoğunluğu bu tespiti yaptı. AK Parti, cumhurbaşkanı adayını son günde
Abdullah Gül olarak açıklamış ve oldukça sert tepkiler almıştı.
AK Parti bu yanlışından dolayı 354 milletvekili ile kendi içinden birini cumhurbaşkanı seçemedi. O günkü koşullarda AK Parti'ye karşı bu tür tepkiler doğaldı. Zira o dönemdeki
AK Parti ilk kez iktidara gelmiş, ancak din eksenli
Milli Nizam, Milli Selamet, Refah ve Fazilet partilerinin devamı gözüküyordu. Buna karşı endişe ve tepkiler de haklı karşılanmalı.
22 Temmuz seçimlerinde halkın yüzde 46.5'i, ikinci kez ve büyük çoğunlukla AK Parti'yi iktidara taşıdı . Üstelik merkez sağı tamamen yok ederek.
AK Parti listelerinde Türk halkının tepkili olduğu din eksenli partilileri ve özellikle
Milli Görüş yanlılarına listelerinde yer vermemiş ve
merkez sol ile
merkez sağda politika yapan adayları tercih etmişti. Seçmen de bu listelere yüzde 46.5 çoğunlukla 'evet' oyu vererek
AK Parti'yi merkez sağın partisi olarak tescil etmişti. Artık önümüzde cumhurbaşkanı seçimleri var. '
Aday kim olmalı' derseniz, bunun cevabını 22 Temmuz'da halk verdi. Demokrasiyi savunan herkes, bu sonuca göre eğer isterse
öncelikli cumhurbaşkanı adayı olarak Recep Tayyip Erdoğan'ı içine sindirmesi zorunlu . Bu sonuçlar karşısında
hiç kimsenin 'olmaz' demeye ne hakkı ve ne de yetkisi olmadığını söylemek zorundayım . Ben şahsen seçimde oyumu AK Parti'ye vermedim. Geçen dönemde de son dakikada ismi ortaya atıldığı için Abdullah Gül'ün adaylığını eleştirmiştim. Ancak seçim sonuçlarını görünce halkın AK Parti'li bir cumhurbaşkanı istediğini anlamamak için insanın kafasını kuma gömmesi lazım.
Demokrasi, halkın kendi kendini yönetme yöntemidir.
Halkın büyük çoğunluğu, meydanlara çıkan Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'e bile bile oy vermiştir . Bu oy ile Türk halkına verilen mesaj gayet açık ve nettir. Halk, Cumhurbaşkanı adayları olarak öncelikli olarak
Recep Tayyip Erdoğan'ı işaret ediyor, kendisinin istememesi halinde başta
Abdullah Gül, AK Parti kimi aday gösterirse onun cumhurbaşkanı yapılmasını istiyor. Halkın iradesi bu yönde tecelli ettiğine göre, halkın bu kararına saygı gösterilmesi en doğrusu. Bundan böyle zorlama yöntemlerle, yanlış yorumlarla topu taca atanlar bunun faturasını çok daha fazla ödemek zorunda kalır. Kimi yorumlar bu kez
AK Parti'yi isteyenler yüzde 46.5, istemeyenler ise yüzde 53.5 gibi yorumlar yapıyor. Bu yanlış hesabı yapanlar,
AK Parti'yi yüzde 46.5'e taşımadı mı?
CHP de bence toplantıya katılmalı ve anayasal hakları olan kendi adaylarını göstermeli. Bunun aksi davranışının da faturası ilerde çıkabilir.
Yayın tarihi: 27 Temmuz 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/27//haber,1258B5BB64774C4C830879FFE545BB49.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.