kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Temmuz 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Çalışan anneler! Çocuğunuz size doymuyor

PROF. DR. NORMA RAZON
07.07.2007
Ülkemizde her geçen gün çalışan kadın sayısı artıyor. Aile bütçesine katkıda bulunmak için çalışanların yanı sıra, meslek sahibi olup kariyer yapmak için çalışanlarda da artış var. Çalışan kadınların bir kısmı evlenince, bir kısmı da çocuk sahibi olunca işten ayrılıyor. Bir kısmı ise doğum izninden sonra işe dönüyor ve çocuğunun bakımı için çeşitli yollara başvuruyor. Kimi büyükanne desteği alırken, kimi bakıcı tutuyor veya kreşten yararlanıyor. Kimisi de çocuğunu aynı veya başka şehirde yaşayan bir aile bireyine teslim edip, sadece hafta sonu veya tatillerde görebiliyor. Çalışan pek çok anne, en iyi koşullarda sabah bir saat, akşam iki-üç saat çocuğuyla olabiliyor. İşi yoğun, seyahati sık olanlar ise bazen hafta içi çocuğuyla hiç görüşemiyor. Bazı anneler çocuklarına vakit ayıramadıkları için kendilerini suçlar. Suçluluk duygusundan kurtulmak için de aşırı hoşgörülü davranır, çocuğu şımartır ve doyumsuz yapar. Bazı anneler de 'çocuk sahibi olmasaydım çalışmayacaktım' diye düşünerek çocuğu suçlar, ona hiçbir hak tanımaz, sadece görev ve sorumluluk yükler, onu mutsuz ederler. Ancak durumu ne olursa olsun, anneden beklenen: Çocuğuna nitelikli zaman ayırması, onunla sağlıklı bir iletişim kurmasıdır.

OKULA UĞURLAYIN
Annenin çalışması 0-3 yaş çocuğu ile 3- 6 yaş çocuğunu farklı, okul çocuğu ile ergeni farklı etkiler. 0-3 yaşındaki çocuğun yaşamında en etkili birey annedir. Annenin sevgi ve ilgisi, eğitim ve disiplin anlayışı, çocuğun gelişimini de kişiliğini de etkiler. Bu dönemde anne-çocuk birlikteliğine, anne de çocuk kadar ihtiyaç duyar, bu birlikteliğin keyifli olması ikisini de mutlu eder. 2-3 yaşından itibaren çocuk, annenin şefkat ve denetimine ihtiyaç duysa da, bir okul öncesi kuruma gidebilir. Ancak, çocuk sabah okula giderken annesi tarafından uğurlanmak, akşam da karşılanmak ister. Bu nedenle anne çocuğu ile oynamalı, konuşmalı, iletişimini güçlendirmeli, onu okula ve geleceğe hazırlamak için zaman ayırmalı. Çocuğun ilkokula alışması, sınıf düzenine uyması, çalışma alışkanlığını kazanması için de anne desteğine ihtiyacı vardır. Okul çocuğu, bilgisindeki artışın da, başarısının da annesi tarafından izlenmesini bekler. Anneden ilgi almak için ödevini annenin iş dönüşüne bırakan çocuk sayısı az değil. 'Ergen'in büyüdüğü, yetişkinlere ihtiyaç duymadığı zannedilirse de, onun anne-baba ilgisine muhtaç olduğu yadsınamaz. Ergen, sorunlarını paylaşmak, sohbet etmek için annesi ile beraber olmak ister, annesi tarafından önemsenmemek onda kırıklık yaratır. Çalışan anne; boş zamanlarında, ev işlerini aksatmak pahasına çocuğuna zaman ayırmalı, bu sınırlı zamanı çocuğunu eğitecek, geliştirecek, eğlendirecek, topluma hazırlayacak şekilde planlamalı, akşam ve hafta sonu yemeklerini duygu ve düşüncelerin paylaşıldığı, aile bağlarının kuvvetlendiği mutlu bir beraberlik haline getirebilmeli. Çalışan annenin dikkat etmesi gereken bir konu: Yokluğunda yerini tutan bakıcının seçimidir. Bakıcının güvenilir, sevecen olması kadar sık değişmemesi de önemli. Diğer bir konu da küçük çocuğun gideceği kurumun seçimidir. İster kreş olsun ister yuva, öğretim hayatının ilk aşaması olan bu kurumun çocuğa uygun olması, profesyonel kadrosunun ilgili, bilgili ve tecrübeli olması şart. Çalışan kadının eşi ve ailesi tarafından desteklenmesi de çok önemli. Desteklendiğini hissetmesi onu, eş, iş kadını, ev hanımı ve çalışan anne olarak huzurlu ve mutlu kılacaktır.