Estetikle değil kendimi severek genç kaldım!

Sunucu ve yazar Halit Kıvanç... Kim olduğunu size anlatmayacağım, çünkü herkesin tanıdığı bir isim. 81 yaşındaki Kıvanç, bu röportajı yaptıktan sonra beni aradı, yaratıcılığını yine kimselere bırakmadı: "Dizinin başlığını 80'lik gençler koyabilirsin, güzel olur!" Sadece dili değil, beyni de zehir gibi çalışıyor. Üstelik zamana karşın her zaman dondurulmuş gibi duruyor. İşte Halit Kıvanç'ın dinamizminin formülü...

* 80 nasıl bir yaş?
Ben çocukken bizim için 80 diye bir hedef yoktu. Önü çok açık bir yerde, karşıda uzak dağlar falan, 70 yaş bile dağların arkasıydı. Ailede genç kayıplar oldu. Bundan ötürü 40 yaş sınırdı ama ben o sınırı 80'e taşıdım. Çocuklukta duyduğumuz ilk atasözü '40'ından sonra azanı...' diye başlardı. Ama artık bu atasözlerin hepsi eskidi. Benim büyüdüğüm yıllarda 60 yaş kesin sınırdı. Bazı kuruluşlar 60 yaşı zorunlu emeklilik yaşı görüyordu. Artık değişti; ben 80 yaşında bu yıl hazırladığım radyo programıyla Sedat Simavi ödülünü aldım. Yaşlılık insanın elinde değil, nüfus kağıdına bağlı. Zaman geçiyor ve yaşlanıyoruz ama ihtiyarlık insanın elinde. Yaşlılığı ihtiyarlığa çevirirsen; köşeye çekilip yatağa yatman lazım.

* Yaşlanmak sizi korkutuyor mu?
Genç-yaşlı kavramını kabul etmiyorum. Her yaşın genci, ihtiyarı vardır. Ben yaşlıyım ama ihtiyar değilim. Tanıdığım bazı insanlar var; 30'lu yaşlarında ihtiyarlayan... Yaşama azmini, arzusunu kaybetmiş insanlar ihtiyar olur. Hayatla mücadeleyi, hedefleri bırakmak, köşesine çekilmek benim sözlüğümde yok.

* 'Benden artık geçti' diye kendinize koyduğunuz sınırlar var mı?
Var, artık canlı yayına çıkmıyorum. Saatlerce ayakta durmayı gerektiren işleri yapmıyorum. Denize giriyorum, 10 dakika hafif kulaçla yüzüp çıkıyorum. Daha fazlasını yaparsam olmaz. 80'lerini yaşamayı bilmek çok önemli bir kural. 10 tane davet geliyorsa ikisine gidiyorum...

* Sizce bu yaşta olmanın en güzel tarafı nedir?
Şu anda ben yaşayan bir tarih kitabıyım! Büyük bir bilim adamı, sporcu, sinema yıldızı, yazar, şu bu... Onların hayatında bir şekilde yerimi aldım... Çok büyük mevkilere gelen insanların ilk başladıkları günleri hatırlıyorum. Sezen Aksu'yu sahnede ilk sunanlardan biriyim...

* En büyük sorun ne?
'148 basamak merdiveni çıkarsanız dünyanın en güzel manzarasını göreceksiniz' dense, dünyanın en güzel manzarasını görmemeyi göze alıyorsunuz. O merdiveni çıkmamanız lazım. Yanlışlardan kaçıyorum. İnsan yaşını unutabilir ama hatırlarsa yanlış yapmaktan kaçmasını da bilir. O yüzden ben yaşımı unutmam.

* Zamanı durdurmayı nasıl başardınız?
Ağabeylikten öteye geçmem ben. 81 yaşındayım ve etrafımda tanıdığım çoluk çocuk bana hala 'Halit Ağabey' der. 50 yıldır insanların hayatlarında Halit Kıvanç ve Halit Ağabey olarak yer aldım. Amcalığa geçmedim. İnsanlar amcalığa, dedeliğe kendini alıştırmasın. Özellikle hanımlara tavsiyem; nine olmayı kabullenmesinler.

* Ekranda genç görünmek için estetik ameliyat düşündünüz mü?
Ekran önünde olduğum için özellikle göz torbalarımı aldırmam için çok teklif aldım ama yaptırmadım. Estetik benim için berberdir. 20 günde bir berbere giderim o bana yeter. Yalnız yüzüm bana çok ihanet etmedi, bu da Allah vergisi. Cildin üzerine gençleşmek adına yapabileceğim tek müdahale krem sürmektir, o kadar. İnanın tek bir iğneye bile tahammül edemem. Tavsiye de etmem!

* Bu yaşta ve bu kadar dinamik olmanın bir formülü var mı?
Bu noktada ulu Tanrı biraz devreye giriyor. Benim en büyük formülüm aile yaşamındaki düzendir. 52 yıllık evliyim, eşime çok şey borçluyum. Evdeki problemler insanları yaşlandırır. Bir de ben kin tutmam. Hayatta büyük dargınlıklarım olmamıştır. Bu da insanı yıpratan bir durumdur. Küslükten kaçarım.