Seçimler için son haftadayız. Büyük yarışın son turu bu hafta koşulacak ve varış ipi 22 Temmuz Pazar günü göğüslenecek.
Son haftaya girilirken partiler arasındaki yarışta durum neyi gösteriyor? Bu konudaki izlenim ve gözlemlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Önce iktidar partisi AKP'den başlayalım. Kampanya başladığında çoğu gözlemci AKP nin eski gücünden bir hayli kaybedeceği yönünde görüş belirtiyordu. Doğrusu göstergeler de bu yöndeydi. Ancak seçime bir hafta kala kanaatler önemli ölçüde değişmiş durumda.
Hemen hemen tüm anketler ve birçok siyaset gözlemcisi AKP'nin geçen seçime göre oyunu bariz şekilde artıracağı ve birinciliği açık ara kazanacağı yönünde hemfikir . Her ne kadar AKP'nin mevcut milletvekili sayısının bir hayli azalacağı konusunda neredeyse görüş birliği mevcut ise de bu durum AKP'nin zayıflamasından değil. Parlamento'ya ikiden fazla partinin gireceği gerçeğinin bir sonucu olduğu için AKP açısından bir sorun oluşturmaz.
AKP en hazırlıklı parti Neticede önemli olan, oylarını bir önceki seçime göre oylarını artırıp artırmadığıdır. Oyların artmış olması milletten güvenoyu alındığı anlamına gelir. Peki AKP kampanyanın başı ile son bir hafta arasındaki sürede nasıl oldu da bu algılamayı değiştirmeye muvaffak oldu? Bana göre bu faktörler şöyle özetlenebilir.
Her şeyden önce AKP'nin seçime en hazırlıklı parti olduğu anlaşılıyor. AKP Genel Başkanı neredeyse Türkiye'nin tümünde miting tertiplemişken, rakip siyasal partilerin liderleri bu sayının üçte birine bile ulaşmış değil. Miting meydanlarındaki profesyonel düzen, mitinge kitlelerin aktarılmasındaki maddi imkanlar ve bazı kullanılan kamu imkanları sayesinde
AKP kitlelerle en geniş yüz yüze gelmeyi temin edebiliyor. Ayrıca Başbakan Erdoğan'ın miting meydanlarındaki hitabet başarısına da işaret etmek gerekir. Gerçekten Başbakan Erdoğan halkın anlayacağı dilden etkili konuşmaları yaparak partililerin kendilerine güvenlerini kazanmasında en önemli unsur oldu.
İkincisi AKP medyayı en güçlü ve en etkili biçimde kullanan parti. Neredeyse tüm televizyon ve gazeteler AKP ve hükümetin çeşitli vesilelerle görüşlerini ve icraatını sergilemeye özellikle kampanya süresince imkan sağladı. Bu da AKP'nin en güçlü parti şeklinde algılanmasının çok önemli bir faktörü oldu.
Anamuhalefet partisi CHP'ye geldiğimizde ise, son hafta itibarı ile kampanya başına göre belirli bir durgunluk görüntüsü göze çarpıyor.
Bana göre bunun başlıca nedeni teşkilatların AKP teşkilatlarına kıyasla daha zayıf ve daha etkisiz bir çalışma yapmalarından kaynaklanıyor. Unutmayalım ki, seçim kampanyalarında en etkili yol teşkilatların seçmenlerle yüz yüze temasından geçer. Kitleler nasılsa bize oy verecek rahatlığı birçok seçim mağlubiyetinin temel sebebidir.
CHP çok çalışmalı Diğer taraftan CHP'nin medyada da platform yaratma imkanına sahip olamadığı gözden kaçmamalıdır. Her şeye rağmen CHP teşkilatları son bir haftada bugünkü ataleti bir tarafa bırakır, 24 saat esası üzerinden ve tüm güçleriyle saha çalışması yaparlarsa durumu değiştirebilirler.
Barajı aşacağı kesinleşmiş olan MHP'ye gelince, bana göre eğer bu seçimde bir sürpriz olacaksa bu sürprizi yaratabilecek parti MHP olacaktır. Son bir haftada MHP'nin ikinci ve daha güçlü bir atakla yüzde 20 bandına yaklaşması beklenebilir. Eğer bunu sağlarsa 22 Temmuz sonrasına yönelik yapılan bütün hesaplar ve AKP'nin tek başına iktidar beklentisi boşa çıkabilir.
Bu seçimde MHP'ye dikkat diyorum.
Yayın tarihi: 17 Temmuz 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/17//ayaydin.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.