Tatilde olduğumuz haziran sonundan bu yana hem dış hem de iç finansal piyasalar tam bir ralli yaşıyor. Türkiye'nin küresel piyasaların yörüngesinde hareket ettiğini biliyorduk. Ancak geçen yılın ortasında yaşanan dalgalanma sonrası dünya piyasalarından ayrışan ve düşük performans gösteren Türkiye son haftalarda atağa kalktı. Gelişmekte olan piyasaların artık hızlı hareket eden ülkesiyiz. Böylece Türkiye 2006 dalgalanması sonrasında dünya piyasaları ile oluşan performans farkını kapatıyor.
- En çok ilgi bonoya- Bunun sonucunda Hazine faizleri yüzde 17.66 ile 2006 dalgalanması sonrasının en düşük düzeyine indi. Bu düzey 2006 Mart başında gördüğü yüzde 13.24'ün yaklaşık dört puan üstünde. Ancak dalgalanma sırasında gördüğü tepe seviyesi olan yüzde 23.30'un da 6 puan gerisinde. Türkiye'de faizin yüksekliği yabancıları en çok cezbeden yatırım aracı. Bitişikte de yer aldığı gibi, 2006 dalgalanması sonrasında yabancıların en çok yatırım yaptığı araç devlet iç borçlanma senetleri. Bu rakam son bir yılda 13.8 milyar dolardan 32.4 milyar dolara yükseldi.
- Kurun gösterdiği- Piyasaların ralli yaşamasının sonucu ve aynı zamanda nedeni olan döviz kuru da, 2001 devalüasyonu sonrasının en düşük seviyelerine geriledi. Hafta sonu dolar kuru 1.2729 seviyesi ile 2004, 2005 ve 2006 dalgalanmalarının öncesindeki seviyeleri test etti. Yerleşiklerin dövize yatırım yapmaya devam etmelerine karşılık kurun bu düzeyi, doğrudan ve portföy yatırımı ile kredi şeklinde Türkiye'ye yoğun sermaye akışının sürdüğünün bir göstergesi.
- En atağı borsa- Son dönemin en atak piyasası borsa. İMKB Endeksi temmuz ayı performansıyla rakiplerini neredeyse katladı. Cuma seans içinde 53.062 puanla tüm zamanların en yüksek düzeyine çıktı. Aynı günkü kur ile borsa dolar bazında 4.16 cent düzeyine yükseldi. Bu da 2000 yılındaki 3.79 cent'lik düzeyin geçildiğinin bir kanıtı. Gerçi dolar da kendi başına çok değişken bir ölçü birimi artık. Üstelik dalgalı kur rejimi nedeniyle YTL'nin dolar karşısındaki değeri çok oynak. Türkiye ilk kez üç yıl üst üste doların değer kaybını yaşıyor. Bu da borsayı dolar bazında ölçmede yeni bir zorluk yaratıyor.
- Güçlü eğilime iki neden- Normalde de borsanın veya finansal piyasalardaki değişimin seçime bir kaç hafta kala başlamasını bekliyorduk. Geçmiş seçimlerde de böyle olmuş, seçim ve seçim sonrası gelişmeler 3-4 hafta kala satın alınmaya başlanmış.
Bu seçim öncesinde gerçekleşen ise geçmiş seçimlerden daha güçlü bir eğilim. Bunun iki nedeni var.
- Biri, küresel piyasaların son yılların en iyimser dönemini yaşaması ve bunun Türkiye'ye yansıması. Bu yansımanın da son bir yılda düşük performans göstermesinden dolayı güçlü olması.
- İkincisi de, genel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik bekleyişlerin netleşmeye başlaması ve bunun da piyasalarca olumlu yönde bulunması.
- Yeni dönemin kapısı aralandı- Seçimlerin sonucu pozitif bekleniyor. Anketler ve sokaktaki gözlemler, seçim meydanlarındaki performans böyle bir algılamayı beraberinde getirdi.
Bunun üstüne bir de
cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda uzlaşmacı tavır ortaya çıktı. Bu durumda genel seçimi ve cumhurbaşkanlığı seçimini sorunsuz aşma beklentisi güçlendi. Özellikle cumhurbaşkanlığı konusundaki uzlaşma tartışmasını bizzat Başbakan'ın başlatması, seçim sonrası için
"yeni bir siyasi senaryonun gündeme geleceğine" işaret etti. 7 Haziran'da bu başlıkla yazdığım yazıda, Başbakan ile Genelkurmay Başkanı'nın İstanbul'daki görüşmesine ve AK Parti milletvekili aday listelerine işaret ederek
"AK Parti'nin yeni dönemde siyasetin merkezine doğru kayacağının sinyalini verdiğini" belirtmiştim. Sonra da şöyle demiştim:
"Eğer durum buysa hem seçim sonuçlarını hem de seçimden sonraki dönemi etkileyecek bir gelişme ile karşı karşıyayız. Artık geleceğe yönelik daha iyimser bir senaryoyu dillendirmek mümkün." - Devamı için gereken- İşte bu yeni senaryonun uç vermesi piyasaların ralli yaşamasına yetti. Bu senaryo gündemde kaldıkça yurt içinden beklentiler de pozitif olmaya ve güçlü kalmaya devam edebilir.
Türkiye piyasalarının daha gideceği yol da olabilir. Hem faiz düşüşünde hem de borsada. Faizler benzer ülkeler arasında en yüksek olanı. Hisse senetlerinin ortalama fiyat kazanç oranı da 15 civarında. Henüz ortada bir şişkinlik yok.
Ancak unutmamak gerekir ki, piyasalardaki iyiliğin bir bölümü iç kaynaklıysa daha önemli bölümü de dış kaynaklı. Bu durumda finansal piyasalardaki pozitif eğilimlerin devamı, hem iç beklentilerin hem de küresel piyasaların iyi olmasına bağımlı.
- Sonuç- "Dünyayı şans ve karakter yönetir" La Rochefoucauld
Yayın tarihi: 16 Temmuz 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/16//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.