Önce saçını topuz yaptırdı. Ama öyle böyle topuz değil... Hani ortasına kuş yuvası koyulabilir; o cinsten. "Saçlarını da mı boyuyorlar?" diye fısıldadım kuaföre. Tam boya gibi değilmiş, kırma yapıyorlarmış. Uzun uzun aynada kendini seyretti.
Dudağını bükerek "Bir şey eksik!" dedi. "Hani sizde şu pırıltılı tokalardan olacaktı. Bir iki tane yerleştirsen olmaz mı?" Bir süre sonra kuş yuvası oldu mu sana gece kulübü, pırıl pırıl. "Niye böyle topuzlar yapıyorsunuz" diye çıkıştım, "O daha çocuk, kocaman kadın gibi olmuş."
"Sen daha dur" dedi kuaförüm, "Kıyafetini görünceye kadar dur."
Ben diyeyim size Cahide'de gösteri yapanların kostümü, siz deyin Seda Sayan usulü, artık aklınıza ne gelirse... Kuş yuvası kafalı öylesine bir tuvalet giydi ki, yanlarından pencereli, bedene yapışık, lame, saks mavisi karışık, ağzım bir karış açık kaldı. Ben nefesim kesilmiş şekilde onu izlerken, arkadaşları makyaj odasından güle oynaya çıktılar. Abartmıyorum, hepsinin üzerinde aynı tip kıyafetler, yaklaşık bir kilo makyaj vardı. Saçları mı? Onlar sarı uzun peruk tercih etmiş, at kuyruğu yaptırmışlardı (Bakınız Petek Dinçöz). Saç, makyaj bittikten, tuvaletler giyildikten ve ellerinde ne varsa takıp takıştırdıktan sonra şuh kahkahalar atarak kuaförü terk ettiler.
17-18 yaşındaydılar. Mezuniyet partileri için hazırlanmışlardı. Son günlerin yeni modası, ünlü gece mekanlarından birinde yapılan törenlerden biri için özenmiş, süslenmişlerdi.
34 yaşındayım, inanın benden büyük gösteriyorlardı .
Formalarını üzerlerinden sıyırıp genç kızlıktan yetişkinliğe ani bir geçiş yapmışlardı. Ben onlara "Küçük kadınlar" diyorum. Bakın çevrenize, mutlaka bir ikisine rastlayacaksınız. Gittikçe çoğalıyorlar. Televizyondan gördükleri sahte magazin dünyasına ait olmaya çalışıyor, ortada bir yerde kalıveriyorlar. Akılları fikirleri dış görünüşte.
Nasıl daha seksi, daha güzel olabilirim, nasıl daha fazla dikkat çekerim... Tek dertleri bu. Biraz daha paralı olanları marka düşkünü, parasız kesim ise markanın taklidi peşinde. Hani bir zamanlar varoşlarda estetik patlaması yaşanmıştı ya, herkes Ajda burun istiyordu, bu da o hesap işte. Şimdilerde hepsi ince gözükmek, ünlü olmak ve mümkünse pek yorulmadan çok para kazanmak peşinde. İki gün önce hayalleri çalınmış bir gençlikten bahsetmiştim ya...
Bunlar ise farklı bir kesim. Bunlar da öteki Türkiye aslında.
Sadece hedefler farklı.
Ama aynı kaybolmuşluk, aynı amaçsızlık.
Asıl tehlike gençlik cephesinde bence, ama kimsenin umurunda değil.
Yayın tarihi: 22 Haziran 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/22//haber,A2B02889C3854D48977F984481C73A9B.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.