Burçin Orhon kızları Ayşe ve Zeynep'in baleyi çok sevdiklerini söylüyor.
'10 kızım daha olsun isterdim'
Dansçı Burçin Orhon, Süheyl Uygur'la evlenip çoluk çocuğa karışınca, iş hayatına ara verdi. Şimdi kızları 19 yaşındaki Robin, dokuz yaşındaki Zeynep ve beş yaşındaki Ayşe'den fırsat buldukça, yeni açtığı dans okuluyla ilgileniyor..
- Uzun süredir görünmüyorsunuz. Bunda çocukların da payı var mı?
- Öyle oldu tabii. Evlendikten sonra Süheyl'in tiyatrosunda çalışıyordum. İkimizin birden uzaklarda olması çocuklar açısından pek uygun olmadı. Dans da edebilecek durumda değildim. Çocuklardan sonra kilo aldım ve veremedim. Bu da çocuklarla ilgilenmek için fırsat oldu. Yani 10-15 sene kadar ara vermiş oldum. Evde yardımcım ve annem de olsa, çocuklar özen istiyor.
- Yıllar sonra bir dans okuluyla iş hayatına geri döndünüz. Bu sizin hayaliniz miydi?
- Hayır değildi. Pek cesaretim de yoktu. Anadolu Ateşi'nden arkadaşlarım var. Onlar kendi okulumu açabileceğimi söylediler. Sonra 'Neden olmasın?' dedim ve apar topar burayı açtım. Tabii çok zor buranın idaresi. İş sadece sanatsal boyutta kalmıyor. Burası Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı. Öyle olunca da çok titiz davranmak gerekiyor.
- Kızların baleye ilgisi nasıl?
- Onlar inanılmaz seviyor baleyi. İki yıldır başka bir bale okuluna gidiyorlar. Oraya gitmeye de devam edecekler. Alıştılar, öğretmenleri onları tanıdı. Ben konservatuara girmelerini istiyorum. O okulda Royal Akademi diploması da veriyorlar. Konservatuara giremeseler de bu diploma tüm dünyada geçerli. Bizim burada da şov dansa geliyorlar.
- Sizin etkiniz var mı dansa olan ilgilerinde?
- Öyle olduğunu sanmıyorum. Yaklaşık iki yıldır Anadolu Ateşi'nin bütün gösterilerine gidiyoruz. Hiç seslerini çıkarmadan izliyorlar. Evde de bazen bir bakıyorum, kendi başlarına Bach ya da Rahmaninov koymuşlar, koreografi yapıyorlar. Onların oyun tarzları bu. Ben hiç yönlendirmedim.
- Üç kız çocuk sahibi bir anne olmak nasıl bir duygu?
- Çok güzel bir şey. Ben kız çocuk çok seviyorum. 10 kızım daha olsa, isterdim. Biraz daha erken evlenseydim ve yaşım müsait olsaydı epey bir çocuk yapabilirdim. Kalabalık aileyi çok seviyorum.
- Anneliğin zor ve keyifli tarafları neler?
- Zor olan şu; ben çok evhamlı bir anneyim. Sürekli kafamda komplo teorileri üretip, bunlar gerçekten olacakmış gibi, gece uyurlarken gidip çocuklara sarılıyorum. Hep aklım onlarda. İyi tarafları ne? Sadece sahip olmak bile çok güzel. Sağlıklı olmaları yetiyor.
- Kızlarla aranız nasıl peki?
- En küçük Ayşe, çok huysuz. Onunla çok uğraşıyoruz. Zeynep çok hanım hanımcıktır. Bana hiç yükü yok. O da Ayşe'den dolayı biraz huzursuz. Çünkü Ayşe her şey kendisinin olsun istiyor. Olabildiğince şımarık, ama biz şımartmadık. Öyle işte. Belki okulda düzelebilir. Robin de çok uyumlu, sorunsuz bir çocuktur.
- Çocuk büyütürken 'Bebekliği zor, büyüyünce rahatlarsın' gibi sözler söylenir ya, öyle mi gerçekten?
- Hayır hiç öyle bir şey yok. Çocuk doğduktan sonra sanıyorsun ki, 'biraz büyüyüp, laf anlamaya başlayınca rahatlarım...' Biten bir şey yok. Annelikte hep bir endişe oluyor içinizde. Büyüdükçe yeni problemler çıkıyor. Uyuşturucu mu kullanır? İçki içmiş birinin arabasına binip kaza geçirir mi?.. Büyük kızım Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nde çizgi film, animasyon üzerine okuyor. Aklım hep onda. Yani her yaşın bir zorluğu var.
- Çocukların çok üstüne düşen bir anne misiniz?
- Hiç değilim. Daha doğrusu ben biraz kendimden uzak tutmaya çalışırım. Çok fazla bana bağımlı olmasınlar. Ben her zaman yanlarında olamayabilirim.
- Çocukların yetiştirilmesinde Süheyl Bey'in desteği nasıldı?
- Yüzde 100 diyebilirim. O konuda hakkını hiç yiyemem. Muhteşemdi. Hâlâ da öyledir. Alır çocukları gider, bütün gün vakit geçirir. Havuza giderler. Sitedeki diğer beyler sinirleniyormuş Süheyl'e: "Bizden de hanımlar böyle bekler, yapma," diye. Hiç gözüm arkada kalmaz.
- Evdeki otorite kimdir?
- Ben. Evin yönetimi bende. Evin gireni, çıkanı, faturaları falan hepsi benim üzerimde. Böyle olunca da çocuklar ve evle ilgili konularda son sözü ben söylüyorum.
- Çocukların beslenmesi konusunda titiz misinizdir? Yemeklerini siz mi hazırlarsınız?
- Evdeyken ben hazırlıyordum. Onların bir bale çorbaları vardır. Sebze yemiyorlar pek. Bale hocasıyla anlaşarak onlara bir bale çorbası yarattım. İçinde brokoli, enginar, bulgur, mercimek, süt gibi birçok şey var. Lezzeti de güzel. Meyve yedirmeye çalışıyorum. Sütü çok seviyorlar. Üçü de çok süt içiyor.
Yayın tarihi: 16 Haziran 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/16/ct/haber,CB921DD619C443D69271116B04495DF1.html
Tüm hakları saklıdır.