Bankacılıktaki gelişmelere ilişkin olarak Türkiye Bankalar Birliği'nin tespitlerini sizinle paylaşmaya devam edeceğim. Konuyla ilgili geçen hafta başındaki yazımda, son beş yılda sektörde yaşanan gelişmeleri ve bilanço yapısındaki değişmeleri ele almıştım. Bu hafta ise sektörün sorunları ve bunlara ilişkin çözüm önerileri var. İşte tespitler ve öneriler:
Son dönemde yaşanan olumlu gelişmelere rağmen, uluslararası göstergelere göre ülkemizde bankacılık sistemi henüz büyüme aşamasındadır . Nüfusa oranla bazı göstergeler hâlâ 1980'li yılların ve Avrupa Birliği ortalamasının çok gerisindedir. Avrupa Birliği ülkelerinde banka sisteminin aktif büyüklüğü ve GSMH'ye oranı ülkemizdeki büyüklüklerin oldukça üzerindedir. Türkiye'de finanssal sektörün henüz küçük ölçekte ve sığ olduğu da bir gerçektir.
Bu nedenle,
finansal sektör ekonomik ve politik gelişmelerden kolayca etkilenmektedir. Finansal sektörün büyümesi ve sağlıklı olarak çalışmasında ekonomik istikrar gereklidir ama yeterli değildir. Tasarruf düzeyinin artırılması ve finansal sektörün etkin denetimi yanında, düzenlemelerin istikrarlı, birbirleriyle uyumlu, ekonomik realiteye ve uluslararası standartlara uygun olması çok önemlidir.
Finansal sektörün büyümesinde önemli bir faktör de özel girişimcilerin bu sektörde faaliyet gösteren kurumlara yatırım yapmasını ve öz kaynaklarını büyütmesini özendirmektir . Oysa bazı düzenleme ve uygulamalar var ki finansal sektöre yatırımı ve sektörün büyümesini maalesef desteklememektedir, tersine sınırlandırmaktadır. Süreci olumsuz etkileyen faktörlerin başında finansal işlemler ve kaynaklar üzerindeki yükler, piyasa ekonomisinin işleyişine ve bankaların risk yönetiminin etkinlikle yapılmasını destekleyen ürünlerin eksikliği ve kuralların belirsiz olması, yurtdışındaki kuruluşlar karşısında Türkiye'de yerleşik kuruluşlar aleyhine haksız rekabete neden olan düzenlemeler, banka dışı kesimlere ilişkin reform sürecinin çok yavaş işlemesi, kayıtdışı faaliyet hacminin büyük olması gerekmektedir.
Türkiye'deki bankaların yurtdışındaki bankalar karşısında rekabet gücü zayıflamaktadır. Aracılık maliyetinin düşürülmesine yönelik olarak somut ve önemli adımlar atılmıştır. Ancak, bunlar yeterli değildir ve finansal aracılık işlemlerinde yükler hâlâ önemini korumaktadır. Kayıtdışılık, faaliyetleri kayıt içinde olan ve rekabete açık sektörler ve işletmeler açısından haksız rekabete neden olmaktadır.
Bankacılık Kanunu'nun değişen koşullar ve daha güçlü hale gelen rekabet dikkate alınarak normalleşmesi gerekir . Alacakların teminatı için İcra ve İflas Yasası'nın gözden geçirilmesi talep edilmektedir. Basel II konusunda bilgilendirme ve hazırlık çalışmalarının tüm kesimleri kavrayacak şekilde yapılması hayati öneme sahiptir. Sektörün bu konudaki beklentisi ülke tercihlerinin, uluslar arası düzenlemelerin izin verdiği ölçüde ekonominin, bankacılığın ve sanayinin özellikleri dikkate alınarak, ülkemizin çıkarları doğrultusunda belirlenmesidir.
Hemen belirteyim ki
Türkiye Bankalar Birliği'nin tespitlerini doğru ve önerilerini gerçekçi buluyorum. Önemli olan bu sorunların ilgili kurumlar tarafından anlaşılması ve finansal sektörün daha güçlü hâlâ getirilmesi için çözüm bulunmasıdır.
Aksi durumda, korkarım ki uzunca olmayan bir sürede, önce bankacılık sonra finansal sektörün diğer kurumlarının tamamı daha güçlü kurumların sahipliğine geçecektir.
Bugünkü Tüm Yazıları
Bankacılığın gündemindeki sorunları kim çözecek?
Yayın tarihi: 12 Haziran 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/12//haber,A51E6E7397C7492F8D2C0D53C27B0E39.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.