Tüzmen'den cevap var

Geçen cuma 'Gümrük Kapıları Yol Geçen Hanı' başlıklı yazımda, Bingöl'de tesadüfen devrilen bir vagonda, ülkeyi havaya uçuracak ve masum insanların yaşamına son verebilecek kadar silah bulunduğunu belirtmiştim. Bu silahların İran üzerinden Van Kapıköy Gümrük Kapısı'ndan inşaat malzemesi diye Suriye'ye götürülmek istendiğini belirtmiş, buna rağmen aranmamasına değinerek, gümrük kapılarının ne durumda olduğunu ortaya koymuştum.
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'den konuyla ilgili düzeltme geldi. Gerek Sabah gazetesinin ve gerekse benim, kişilerin cevap hakkına karşı duyarlılığımız gereği Sayın Tüzmen'in yazıma yönelik eleştiri dolu açıklamasına memnuniyetle yer veriyorum.
Bakan Tüzmen "Yazar, yazdığı yazılarda kişi haklarına saygı göstermemektedir. Konu ile ilgili hukuki ve cezai işlemler başlatılmıştır" diyor.
Zahmet edip, 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 88'inci maddesi ile Gümrük yönetmeliğinin 251'inci maddesini okumuş olsaydı, konunun yasal mevzuatında "Transit rejimine tabi eşya, şüphe ve ihbar durumları hariç olmak üzere, eşya varış veya çıkış gümrük idaresine kadar muayene edilmeksizin ve gerektiğinde mühür altına alınarak veya memur eşliğinde sevk edilir" diye yazdığını görürdü.

Tüzmen'e cevabım
Bakan'ın sözünü ettiği 4458 sayılı gümrük kanunu ve ilgili yönetmeliği en az Tüzmen kadar biliyor ve ondan daha fazla ne demek istediğini anlıyorum. Yıllarını bürokrasiye veren biri olarak yasal mevzuatla ilgili adeta bilirkişi olduğumu okurlarım çok iyi takip ediyordur.
4458 sayılı Gümrük Kanunu ve yönetmeliğin belirtilen maddelerinde açıkça hükme bağlanmıştır ki, şüphe durumunda İran'ın mührünü kırarak içindeki eşyayı muayene edeceksiniz. Suriye inşaat malzemesi alacak ise bunu bitişiğindeki Ürdün ve Türkiye'den almaması ve 1000 km ötedeki İran'dan getirmesi sizi 'şüphe'lendirmiyor mu? Sözde inşaat malzemesi olan silahları nakleden firmaların niçin daha önce hiç inşaat malzemesi satıp, naklettiğini araştırma gereği duymuyorsunuz? Kaldı ki Van Kapıköy Gümrük Müdürlüğü'nün çoğunluk iş hacmi, Özbekistan ve Türkmenistan gibi Türki Cumhuriyetleri'nden işlenmek üzere ülkemize ithal edilen ham pamuktan oluşmuştur. Ham pamuk dışında gelen ve inşaat malzemesi beyan edilen silah ve cephanenin bulunması, merkezden ya da yerinden yapılacak bir risk analizi ile ortaya çıkacak iken bu yapılmamıştır.

Van Kapıköy Gümrüğü
Şimdi soruyorum: Her gün birkaç vatan evladının şehit olduğu, Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan Van Kapıköy Gümrük Müdürlüğü'nden ya da bu bölge ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki herhangi bir sınır kapısından giriş yapan transit eşyadan şüphe lenme kriterleri nelerdir? Bu anlamda Van Kapıköy Gümrük Müdürlüğü'ne merkezden bir risk analizi gönderildi mi ya da orada herhangi bir risk analizi yapmayı sağlayan teknik düzenleme var mıdır? Yok ise bunlar neden yapılmamıştır? Afganistan çıkışlı ve İran üzerinden ülkemize sokulan uyuşturucunun de geçiş yolu üzerindeki Van Kapıköy Gümrük Müdürlüğü'nde yeterli ve nitelikli personel var mıdır? Geçen yıllar İran'dan yine trenle gelip ihbar üzerine Eskişehir'de yakalanan mazotun da Van Kapıköy'den giriş yaptığını biliyoruz. Gebze'de de aynı durum... Neden akaryakıt, silah ve uyuşturucu kaçakçılığının girişi hep Van Kapıköy? Burada önlemi ben mi alacağım, yoksa Bakan olarak siz mi?
Gümrük İdaresi olarak eğer ülkeye gelecek eşyadan şüphelenme kriterlerimiz yoksa, o zaman terörist örgütlerin ülkemize silah ve cephane sokmak için işleri çok kolay demektir. Çıkış ülkesinden gelen vagona ya da TIR'a doldur silahı, cephaneyi, uyuşturucuyu, kaçak mazotu, mühürünü de sağlam vurdur; gümrükte kimsenin şüphelenme kriteri olmadığı için nasıl olsa bu mal muayene edilmeden yurda sokulacaktır. Bakan Tüzmen'in benimle ilgili başlatacağını söylediği hukuk mücadelesi için her türlü delil ve belgeyle hesap vermeye hazır olduğumu, Tüzmen'in de kendisiyle ilgili, özellikle akaryakıt kaçakçılığı (CIA raporlarında bile ismi ile yer alan) ve kaçakçılığa yardım edenleri neden, nasıl koruduğuyla ilgili donanımlı olmasını tavsiye ederim.