Yazarlar kendi İstanbullarını anlatıyor

İstanbul'un herkes için ayrı bir anlamı vardır. Kimi için doğduğu, kimi için doyduğu, kimi için sevdiğini barındıran, kimi için de bıktığı şehirdir İstanbul. Kime sorarsanız size farklı bir İstanbul anlatır. Merkez Kitaplar da İstanbul'u Türkiye'nin önde gelen 12 yazarına sormuş ve kendi İstanbullarını anlatmalarını istemiş. Ortaya çıkan Yazarların İstanbul'u, işte bu 12 yazarın; İnci Aral, Kürşat Başar, Naim Dilmener, Nazlı Eray, Aslı Erdoğan, Ayşe Kulin, Perihan Mağden, Petros Markaris, Celil Oker, Mehmet Murat Somer, Latife Tekin ve Buket Uzuner'in kaleminden İstanbul'u anlatıyor. Barbaros Altuğ'un hazırladığı kitapta, yazarların genellikle İstanbul'u belli bir semt üzerinden anlatmayı tercih ettikleri dikkat çekiyor. Örneğin İnci Aral için İstanbul'da Çengelköy'ün, Kürşat Başar için Bebek'in, Nazlı Eray için Şişhane'nin, Ayşe Kulin içinse Teşvikiye'nin yerinin bir başka olduğunu görüyoruz. Kitabın önsözünde yer alan satırlar İstanbul'un nasıl vazgeçilmez bir şehir olduğunu ortaya koyuyor: "12 yazarın hepsi de İstanbul'da yaşamış kişiler, kimi bu şehrin büyüsünden kurtulamayıp burada kalmış, kimiyse ayrılma zamanının geldiğine karar verip ya da zorunlu olarak gitmiş buralardan. Kimi kaçsa da dönüp gelmiş yine. Ancak gitseler de eminiz ki bir parçaları hâlâ İstanbul'da, yedi tepeli bu kentin sokaklarında, Boğaz'daki vapurlarda, Üsküdar'ın arkalarından doğup Cihangir'in arkalarından batan güneşinde, kokusunda, rüzgarında, balıklarında, güvercinlerinde, yokuşlarında, erguvanlarında..."