Beyzbol ülkesinde futbol satıyor

Kerem Daşer Ankara doğumlu. Çocukluğunun bir kısmı İzmir Güzelyalı'da geçmiş, ondan sonra da ver elini Amerika. Annesinin Kuzey Carolina Üniversitesi'nde doktora eğitimi almasıyla onun için de gurbet yılları başlamış. Amerikan futbolunun en sevilen spor olduğu ülkede, o Akdeniz genlerinden olsa gerek futbolu tercih etmiş, hatta bu sporu bir yaşam biçimi haline getirmiş. Kerem Daşer şimdi kariyerinin zirvesinde, Amerikalılara futbolu öğretiyor. Kız kardeşinin Atlanta'ya taşınmasıyla hayatı da değişmiş Daşer'in. Atlanta'da Georgia State Üniversitesi Futbol takımında asistan koç teklifi aldığında, düşünmeden kabul etmiş: "Buradaki ilk sezonumda 1997'de konferans şampiyonu olduk." Başarıları arttıkça kariyer merdivenlerinde zirveye adım adım yaklaşmış. Üç yıllık asistanlığın ardından 2000'de baş antrenörlüğe getirilmiş ve o sezon 'yılın koçu' ödülünü almış: "Göreve geldikten sonra takımda belirgin bir yükseliş başladı. Ülkede ilk 15 takım arasına girdik."

ÖZLÜYOR AMA...
Atlanta'yı çok sevdiğini anlatıyor, ikliminin kendisine çok uygun olduğunu ve sporla ilgili aradığı her şeyi bulabildiğini söylüyor. Ama buna rağmen vatan hasretinin ve ailesine duyduğu özlemin önüne geçemiyor: "Türk bayrağını görünce kalbim yanıyor diyebilirim fakat burada yaşamak ve çalışmak zorundayım." Türkiye Futbol Federasyonu'nda görev yapan Cezmi Turhan ve Turan Mesci çok iyi arkadaşları Daşer'in. 1996'da Fatih Terim'le Beylerbeyi tesislerindeki görüşmesini hiç unutamıyor: "Çok meşgul olmasına rağmen bana vakit ayırdı. Benim için çok iyi bir tecrübeydi. Onunla buluşmadan önce ilginç bir olay yaşadım. Taksim'de polis durdurdu. Uzun yıllardır Amerika'da olduğum için komik bir Türkçem vardı. Polis benim Türk olduğuma inanmadı. Terim'le randevuma geç kalmamam gerekiyordu ve çok telaşlıydım. Yarım yamalak Türkçe ile polise Fatih Terim'le buluşacağımı anlattım. 'Tamam abi buyur geç dediler' bu şekilde yetişmiş oldum."

ZICO'NUN YERİ BAŞKA
Her futbol adamı gibi onun da bir idolü var: Fenerbahçe'nin bir yıllık teknik direktörü Arthur Antunes Coimbra Zico. Yedi yıl önce Rio'da tanıştığı Zico'ya ölesiye hayran: "Benim üniversite takımımın kalecisi olan Felipe Carvalho aynı zamanda Zico'nun futbol akademisinde 18 yaş altı takımında da kalecilik yapmıştı. Zico'yla tanışmam Carvalho sayesinde oldu." Antrenörlük kariyerinde çok şey öğrendiği Zico'yu saha dışında tanıdığını anlatıyor. Ona göre Zico aynı zamanda çok iyi bir aile babası: "Zico, kardeşi Edu ve arkadaşlarıyla maç yaptık. Onunla aynı sahada futbol oynamak onur vericiydi. Birçok defa Zico'yu Brezilya'da ziyaret ettim, otelde kalmama izin vermezdi. Her zaman beni evinde ağırlardı. Zico ve eşi 2004 Dünya Kupası'ndan önce beni Atlanta'da ziyaret etmişlerdi ve bana bir gün bir Türk takımını çalıştırabileceğini söylemişti onun bu rüyasının gerçekleştiği için çok mutluyum." Kerem Daşer'in Amerika'daki futbol serüveni sadece üniversite takımıyla sınırlı değil, Forsyth Fusion Kulübü'nün de teknik direktörü. 3-18 yaş grubunda 1400 kişiden oluşan futbol delisi öğrencileri olduğunu anlatıyor. Geçtiğimiz sezonda 17 yaş altında Georgia şampiyonu olmuşlar. Takımını bu yaz Zico Futbol Akademisi'ne kampa götüreceğini anlatıyor ve ekliyor: "Oyuncularımın Zico ve onun kadrosundan çok şeyler öğreneceklerine eminim."