Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar

Abuzittincim,
Yukardan uçaklar, aşağıdan trenler gelen geçiyor kardeşim, bu ne biçim iştir anlamadım gitti..
Hadi uçaklar için Amerika'ya notayı verdik. İran'dan kalkıp Tatvan üzerinden Suriye'ye giden roketatarlar, havan topu mermileri, makineli tüfekler yüklü trene ne dersin?
Mal Amerikan, yükleyen İran, taşıyan bizim tren, adres Suriye, treni vuran PKK.. Kaldı mı nota elimizde!?. Nota'yı kime verecez?
Abuzittincim sen de iyi bilirsin böyle nota elde dolaşılmaz, ayıp olur. Hele hele başta AB ve de ABD ile birlikte tüm Batı alemi "Türkiye'nin başı daha da derde girsin" diye dört gözle beklerken, böyle nota koltuğumuzun altında, şaşkın şaşkın bakınmak hiç olmaz. Dedikodu çıkar. İnşallah benim mektup sana ulaşana kadar nota da yerini bulmuştur kardeşim.
Bi de NATO var biliyorsun. Bu karmaşada Nota'yı NATO'ya verirsek işler iyice karışır, Deniz Baykal beyin deyimiyle "..aman, sakın ha, sakın ha!" Tabii, Kandil Dağı meselesi de var.. "Kandil Dağı'na gidip PKK'yı vuralım" diyorlar. Dünyanın en büyük 10 ordusundan biri olan Türk ordusunun Kandil Dağı'nı dümdüz etmesi pek mesele olmasa gerek, ama beni sonrası düşündürmüyor değil kardeşim.
Dağı düzledik, teröristleri de düzleyebilecek miyiz?
Çünkü Genelkurmay kaçtır ".. bu iş yalnız askerle çözülmez. Başka önlemler de gerekir. Bu da hükümetlerin görevidir!" demiyor mu?
Diyor.
Peki o zaman, Kandil Dağı'nı düzlemekle bu işi kökünden bitirebilecek miyiz?.. Ki bizim hükümetler daha Diyarbakır'ın yan mahallelerine girip elektrik sayaçlarını okuyabilmekten aciz!
Neyse Abuzittincim, elbet büyüklerimiz bu sorunlara en iyi çareyi bulacaklardır. Elhamdülillah, bundan en ufak şüphem yok..
Münasip yerlerinden öperim.
Kardeşin Güneş.