Ekmek arası polemik

Geçenlerde büyük gazeteci Yurtsan Atakan, Teoman'ın sahneye çıkmasının yasaklanması gerektiğini, çünkü sahnede sigara içtiğini yazdı. Valileri de 'göreve' çağırdı. Ben de "Bunun adı despotluktur, bu ne biçim sigara karşıtlığı?" diye sordum. Atakan, soruya yanıt verip, özeleştiri yapmak yerine, benim gazeteciliğimi masaya yatırmış. Gazeteci olmadığım söyleniyor. Bugün "Gazeteci," deyince, hepimizin aklına Abdi İpekçi, Uğur Mumcu ve Yurtsan Atakan isimleri gelmektedir. Ben de bu yüzden, hakkımda yazdıklarını okuyarak, kendimi geliştirdim. Yiğit Karaahmet'i sevdiğini öğrendim. Beni sevmediğini fark ettiğimdeyse yıkıldım. Atakan, benim sigara lobisinin medyadaki kalemi olduğumu yazmış. Büyük bir gazeteci olduğuna göre elinde benim zarf içinde para alırken fotoğraflarım, şirket yetkilileriyle yaptığım telefon görüşmelerinin kayıtları falan vardır, diye düşünüyorum. Bunları bir ara açıklamasını isterim ki genç kuşaklar, gazetecilik hakkında daha fazla şey öğrenebilsin. (Bu yazının kamu yararı da burada işte...) Ha öyle bir şey yoksa, özür dilesin, ona da razıyım.

ÇEVRECİ YOBAZLAR!
Büyük gazeteci, benim algı sorunum olduğunu söylemiş. Bakın gazeteci Atakan, dünyayı nasıl algılıyor: Atakan, sigaranın insan sağlığına zarar verdiğine inanıyor, ama küresel ısınmanın dünyaya zarar verdiğinden o kadar da emin değil. Bu konuda şüpheleri olduğu açık ki "Çevreci yobazlar var," diye yazmış. Dam aksa, "Küresel ısınma," diyecekmiş bu yobazlar. (Yanlış: Dam aksa sigara...) "Bu ne küresel ısınmadır ki, dünya ikliminin ısınmasına yol açmakta, ama soğuk havalar bile bu ısınma yüzünden olmakta..." diyor. Yani "Küresel ısınmaysa bunun adı, neden kışın soğuk oluyor?" diyor. Ve evet, şaka yapmıyor. Bu bilimsel makalenin altındaki bir diğer yazının başlığı da 'Vibratörlü tıraş keyfi.' İşte böyle çok yönlü bir gazeteci Yurtsan Atakan; küresel ısınma, tıraş, her konuda söyleyecek sözü var. Uluslararası toplum, bilim adamları, devlet adamları ve pek çok sağduyulu insan, bugün küresel ısınmanın dünyaya verdiği zarara dikkat çekiyor. Live Earth'ler falan düzenliyor (İstanbul'da da yapılacak 7 Temmuz'da, git, gör üşenme Sayın Atakan) inanıyor, ama büyük gazeteciyi ikna etmek öyle kolay değil. Tahminimce 80'lerdeki Live Aid zamanında da Atakan, Afrika'da aç insanlar olduğuna inanmakta güçlük çekiyordu. Unutmadan, bu konuda yazdığı müthiş makalenin başlığı da "Dünya ısınıyorsa, bu soğuklar ne?" (Hürriyet, 25 Ocak 2006. Al sana dip not!) Olaylara böyle yaklaşan birinin "Sigara içiyor," diye sahneden sanatçı indirmesine, ben şaşmamalıydım aslında. İyi bir gazeteci olsaydım, ben de kendisine "Petrol lobisinin medyadaki kalemi," derdim. Ama sırf benimle aynı şeyi düşünmüyor diye biri hakkında işkembeden sallamam, iftira atmam. Sigara karşıtlarına da bir not: İnsanlığı sigaradan kurtarma ve genç nesilleri koruma mücadelenize saygı duyuyorum. Ama despotluğun sağlıklısı sağlıksızı yoktur. Yobazlığın da küreseli, sigaralısı, sigarasızı...