Bomba haberler...

Düne kadar herkesin gündemi bomba haberlerdi.
Kimi bombalar yasak aşklar, ihanetler,
Kimi bombalar aynı mekanda karşılaşan eski sevgililer,
Kimi bombalar da kim kimi kaça öptü, kim kaça öpülür listeleriydi...

Başka bomba haberler de vardı.
Mesela dövme yaptıran ya da sildiren, kalçaları liposuction'lı olanlarla, dudakları botox'lananlar...
Silikon taktırıp, çıkartanlarla, en bomba haber silikonu patlatanlar gibi...

Önceki gün bomba bir haber, değil bu kez bombanın kendisi patladı.
"Ay şekerim alışveriş merkezlerine gidelim mi? diye sordu birkaç tanıdık.
"Gidin şekerim" dedim, Ankara'nın göbeğinde patlayan bomba sana sadece bunu düşündürtüyorsa ne diyebilirim ki?

Manşette oğlunun ölümünü televizyondan izleyen annenin haberi var.
Kimi gözyaşları içinde okuyacak,
Kimi bugün alışverişe gitsem mi diye düşünecek, yarın unutacak...
Ve bazısı gazete okumadığı, haber seyretmediği için bu dramı hiç duymayacak.

Bomba haberleri o kadar çok okuduk,
O kadar çok izledik,
O kadar çok konuştuk,
O kadar çok yaşamımızın parçası yaptık ki,
Bombanın kendisi patlayınca kimimizin aklına ilk gelen şey güvenli alışveriş oldu.
Kimsenin fark edemediği ve hepimizi vuran asıl bomba bu.
Aragon "Mutlu aşk yoktur" şiirini Elsa ile sorun yaşadığı için değil Paris, Nazi işgalinde diye yazdı.
Soranlara da bu durumu "Toplumsal mutsuzluğun olduğu yerde bireysel mutluluk olamaz" diye açıkladı.
Olan bitenin farkında olan var mı?