Kaptanlar dümene geçti
Gürcan BİLGİÇ Deniz DERİNSU
F.Bahçe için kritik dönemeçlerde takım kaptanları Ümit, Rüştü ve Tuncay'ın motivasyonları ile yönetimin çabası, şampiyonluğu sarı-lacivertli ekibe getiren en önemli etkenlerden biriydi ..
Sezon içinde üç maç Fenerbahçe takımını çok etkiledi: Antalya yenilgisi ve son haftalarda gelen Gaziantep ve Denizlispor karşılaşmaları... Antalya'daki 1-0'lık yenilgi sonrasında Sabiha Gökçen Havaalanı'na inen futbolcuları kızgın bir taraftar topluluğu karşıladı. Altı puan farkla lider olan futbolcularını protesto ediyorlardı. Oyuncular otobüse bindiklerinde çok etkilenmişlerdi. Özellikle de yeni yabancılar. Türk oyuncular durumu açıklamakta zorluk çektiler. Ama o gece hepsi bu seneki şampiyonluğun kaçırılmayacak kadar önemli olduğunu anladılar. Bir futbolcu, "Alkışlara alışmışlardı. Böylesine bir tepki gördüklerinde şaşırdılar ve ilk defa korktular. O günden sonra hepsi antrenmanlarda çok istekli çalıştı, maçlara daha çok konsantre oldu. Şakası olan bir takımda oynamadıklarını anladılar" sözleriyle durumu yorumladı.
"SADECE BİZİM MAÇIMIZ DEĞİL"
Beşiktaş ile puan farkının azalmasıyla birlikte final havasına bürünen Gaziantepspor maçı öncesinde yine gerilim vardı. Soyunma odasında ses çıkmıyordu. Beraberliğin bile kabul edilemeyeceği bir maça çıkacaklardı. Kaptan Ümit Özat hazırlanan arkadaşlarını etrafına topladı. "Şunu iyi bilin" dedi, "Bu maçı kendiniz için oynamayacaksınız, 300 kişilik bir sporcu ailesi için sahada olacaksınız. Bu kulüpte herşey bizden geçiyor. Biz kazanınca, diğer branşlar da sahaya moralli çıkıyor. Burada sadece kazanmak zorunda değiliz, onların aileleri, ekmek paraları için de oynamalıyız. Bu bize ait bir maç değil. Büyük bir ailenin var olma savaşı..." Maçı 2-0 kazandılar. Sonrasında ise sahalarında 2-0 öndeyken, Denizlispor'dan iki gol yiyerek, Beşiktaş maçı öncesinde puan farkının ikiye inmesine neden oldular. Ortalık yine karışmıştı. Kazananın şampiyon olacağı bir 90 dakika gelip, çatmıştı. O güne kadar oynadıkları 30 maçın bir anda hiç önemi kalmamıştı. Takımı saran korkuyu ve güvensizliği yöneticiler de fark etti. Asbaşkan Ali Yıldırım ve Neşet Yalçın Samandıra'nın yolunu tuttular. Bu arada profesyoneller devreye girdi. Duvarlara Ricardinho'nun "Rahat kazanacağız" şeklindeki demeci asıldı. Bir hafta boyunca terapi yapıldı.
KAPTANINIZ KONUŞUYOR!
Kulüp otobüsü Dolmabahçe'ye hareket etmeden önce futbolcular yine bir araya geldiler. Takım kaptanları Ümit Özat, Rüştü Reçber ve Tuncay Şanlı takımın heyecandan titrediğini gördüler. Mutlaka kazanmaları gerekiyordu. "Bu maçı kendimiz için oynayacağız" dediler, "Onurumuz için..." Arkadaşlarına dönerek hepsine tek tek Türkiye'nin en iyi oyuncusu olduğunu anlattılar. Örnekler verdiler, karşılaştırmalar yaptılar. Hepsinin tekrar ayağa kalkmasını sağladılar. "Her şeyden önce bizimle alay edenlere, arkadaşımıza küfür edenlere gerekli cevabı vermeliyiz. Sahada ne kadar iyi olduğumuzu, en iyi olduğumuzu göstermeliyiz. Bu bir onur savaşı olacak. Kendini buna hazır görmeyen, İnönü'ye de gelmesin" diye konuştular. Gözlerdeki son korku izleri, tribün tepkisinden kaynaklanıyordu. Stadın atmosferinden tedirgin olanlara da şu cümleyi söylediler: "En büyük stat bizde. En iyi seyirci de bizde. Ama bizi burada yendiler. Maçı seyirci kazansa, biz hiç yenilmezdik. Korkacağımız bir şey yok. Oynarsak, koşarsak, savaşırsak, kazanırız..." F.Bahçeli futbolcular bu zor periyodu işte bu sözlerle, bu motivasyonla geçip 100. yılda tarihteki 17. şampiyonluğa ulaştılar...
Yayın tarihi: 17 Mayıs 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/17//haber,86A2ADCCFEBD44E59E69130DF098A007.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.