Türkiye, yelken sporuna ilgide yaşanan patlamayı konuşurken, federasyonumuz da 50. yılını kutlama heyecanını yaşıyor. Bundan yarım asır önce 25 Mayıs 1957'de kurulan Yelken Federasyonumuz, bugüne kadar ülke genelinde yelken sporunun gelişmesine verdiği katkıların yanı sıra Türkiye'nin uluslararası düzeyde de önemli başarılara imza atmasında büyük rol oynadı. Pek çok değerli yelkencinin, çeşitli kademelerde görev yaptığı kuruluşumuzun özellikle son 10 yılda yaptığı büyük aşama ve bugün geldiği nokta, gerçekten yüzümüzü ağartacak başarılarla dolu. Bu 50 yılda dünya, Avrupa ve Balkan şampiyonları çıkartan Türk yelkenciliğinin halen en büyük ideali, olimpiyatlarda alınacak madalyalar... Ancak sportif başarıların yanı sıra yaptığımız uluslararası organizasyonlardaki mükemmel ev sahipliğiyle de Türkiye Yelken Federasyonu, dünyanın en prestijli federasyonları arasında gösteriliyor. Başkan Nazlı İmre'nin, Dünya Yelken Federasyonu'nda (ISAF) aktif olarak çalışması, ayrıca pek çok yelken otoritemizin uluslararası kurullarda da görev almaları bunun en güzel göstergelerinden. Türkiye Yelken Federasyonu, bu yıllar içinde çok sayıda Türk gencinin denizle buluşmasını sağladı. Yıllar içinde yelken, bir spor olmanın yanı sıra, özellikle gençlerin gelişiminde ve karar mekanizmasındaki önemli etkileriyle de tercih edilir hale geldi. 50. yılına Nazlı İmre'nin başkanlığında giren Türkiye Yelken Federasyonu için bu tarih, aynı zamanda özerkliğin de başlangıcı oldu. Artık federasyon, kendi yağıyla kavrulmaya, kendi kaynaklarını kendi yaratmaya çalışacak. Bunun ilk yıllarda özellikle sponsor sorunundan dolayı, pek de kolay olamayacağı ortada...
YELKEN, BİR YAŞAM BİÇİMİDİR
Türkiye Yelken Federasyonu Başkanı Nazlı İmre, yelken sporunun sadece başarıya ya da madalyaya odaklı olmadığını, herkesi kucaklayan bir spor olması gerektiğini söylüyor. Yelken sporunun, profesyonel bakış açısının yanı sıra farklı kesimler tarafından zevkle yapılabilecek bir spor olduğunun da altını çizen İmre de uzun yıllardır aktif yelkenci. Bugüne kadar sahibi olduğu teknelerle yat yarışlarında pek çok başarıya imza atan İmre, federasyonun birçok ilde aynı duyguyu paylaşan bir sivil toplum kuruluşu gibi çalışması gerektiğini de söylüyor. Bu arada hep vurguladığı bir başka önemli nokta da; yelkenin her kesimden, her yaş ve meslek grubundan insana hitap ettiği... Aslında görünenin aksine, sadece belli bir gelir seviyesindekiler için değil isteyen herkese kapıları açık bir spor dalı olduğu... Özellikle gençlerin gelişimi açısından bu sporun büyük önem taşıdığını ifade eden başkan İmre, bu spora erken başlayan çocuk ve gençlerin tek başlarına hızlı ve doğru karar verme refleksini kazandığını söylüyor. İmre'nin bu konudaki yorumu şöyle: "Özellikle genç yaştaki çocuklar, denizde tek başlarına karar vermeyi öğreniyor. Aynı zamanda hızlı karar vermeleri gerektiğini de... Verdikleri kararla ya denize düşüyorlar ya da ayakta kalıyorlar, ancak bu çalışmaların sonunda hızlı ve doğru karar verme yeteneğini kazanmış oluyorlar. Ekip devreye girdiğinde ise takım oyununu, paylaşmayı ve işbölümünü öğreniyorlar. Bu noktada da herkes kendi işini doğru yapmayı öğreniyor. Yelken, bu anlamda hem spor olarak hem de çocukların gelişimi açısından bakıldığında büyük önem taşıyor."
Bugünkü Tüm Yazıları
Türkiye Yelken Federasyonu 50 yaşında
Yayın tarihi: 13 Mayıs 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/13/pz/noyan.html
Tüm hakları saklıdır.