Dünya yelkenciliğinin kalbi şu günlerde, İspanya'nın Valencia kentinde atıyor. 32. America's Cup için finalist belirleme mücadelesi, mayıs ayının ortalarına kadar sürecek. Yarışların Valencia'da yapılması için pek çok aşamadan geçildi, emek verildi. Ama artık şehir, bu işe yapılan yatırımın semeresini toplamaya başladı. Belediye Başkanı Rita Barbara Nolla, "America's Cup için 150 milyon dolar harcadık. Karşılığında 3 milyar dolar toplayacağız," diyor. Toplar mı toplar... İki aya yakın sürecek bir organizasyon, dünyanın her yerinden gelen binlerce insan... Hem de en paralı tarafından... Şu anda oteller, restoranlar ağzına kadar dolu, taksi bulmak bile bir mesele... Üstelik kupa bittiğinde, bu iş için yapılan özel marina ve diğer tesisler de şehrin kazancı olarak ömür boyu kalacak. Yani kupa için yapılan ne varsa, hepsi şehrin malı. Valencia'da yelkenle ilgili ne varsa, şehirde hangi etkinlik gerçekleşiyorsa Belediye Başkanı Nolla'yı orada görüyorsunuz. Şehirlinin başkanlarını çok sevdiği hemen fark ediliyor. Valencia bir deniz kenti olmasına rağmen bugüne kadar sırtı denize dönük yaşamış. Onu bu uykudan uyandırıp, yüzünü denize döndüren America's Cup ve başkanları olmuş. Bunları neden yazdım? Türkiye'de, başta İstanbul olmak üzere, binlerce belediye başkanı var. Bunların içinde yelkenin değerini bilen, yelken ve yatçılığa yatırım yapanların sayısı iki elin parmaklarını geçmez. Başarılı başkanların arasında hep Marmaris Belediye Başkanı Ali Acar'ı da gösteririm. Geçtiğimiz günlerde gazeteye bir haber geldi. Marmaris Belediyesi, sadece ilçenin değil Türkiye'nin de en büyük kapasiteli marinasını mühürlemişti. Sordum soruşturdum, belediye sadece bir bölümü değil, tuvaletlere kadar her yeri mühürlemiş. Olayın bir tecavüz meselesinden kaynaklandığını söylediler. Kanunsuz yapılan bir işi savunmam söz konusu değil. İş mahkemeye gider, adalet işi çözer. Anlayamadığım, aklımın basmadığı nokta farklı. Bu iş yeni mi oldu, yoksa yeni mi fark edildi? Bir marinanın hem de Türkiye'nin en büyük marinasının, gecekondu gibi bir gecede ortaya çıktığını kim söyleyebilir? O zaman, neden her yeri birden kapatıyorsun? Sen duracaksın, duracaksın, tam yelken sezonu başlarken, Türkiye'de en çok yabancı yatçının kaldığı marinayı mühürleyeceksin. Üstüne üstlük, güney marinalarında insanların tek bir tekne koyabilmek için torpil aradıkları bir devirde... Hem de tam sezon başında. Bu kadar şanssız bir zamanlama olabilir mi? İstesen bile yat turizmine bundan fazla zarar veremezsin. Bir tarafta Valencia Belediye Başkanı örneği, öte yanda kapıyı, bacayı hatta PTT bürosunu bantlayan bizim başkan. Kimseyi bilmem, ama kafamdaki Ali Acar portresine hiç mi hiç uymadı.
Yayın tarihi: 29 Nisan 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/29/pz/haber,37EBAB546CD1409B8104AF2D4AE3B90B.html
Tüm hakları saklıdır.