Çocukları anne rahminden dünyaya o çekip çıkarttı, yirmi yıl boyunca annelik hayali kuran kadınları mutlu etti. 10 binin üzerinde kadını anne yapan Dr. Seval Taşdemir, daha fazla kadına da 'anne olma' müjdesini verdi. Ama kendisi bu duyguyu hiç yaşamadı çünkü 'çocuk da yaparım kariyer de' ona uymadı! .
Bu pazar Anneler Günü'nde her yıl olduğu gibi 'anneler gününüz kutlu olsun' mesajı galiba yine ona gelecek. Çünkü dünyaya getirdiği minik bebeklerin bir kısmı bugünlerde anne-baba olmayı bekliyorlar... Bebekleri embriyo aşamasından itibaren o takip ediyor. Kadınların rahmine yerleştiriyor. 'Kızınız ya da oğlunuz olacak' haberini o veriyor. Dünyaya o çekip çıkartıyor ama sonrasını hiç mi hiç bilmiyor. Fertijin Tüp Bebek Merkezi'nin Başkanı Dr. Seval Taşdemir, doğum ve annelik mucizesiyle ilgili soruları yanıtladı:
*
Bir doktor olarak annelik müjdesini vermek nasıl bir şey?
Bu müjdeyi vermeyi kimselere bırakmam ben söylemek isterim. Biz doktorlar genellikle insanlara hastalık haberleri veririz. Bu tip müjdeli haber vermek bizim branşın en iyi yanıdır. Bu haberi duyduktan sonra bağıra bağıra sokaklara çıkan annelere rastladım, sevinçten bayılmalar, çılgına dönenler oldu.
1500 TÜP BEBEK*
Bugüne kadar kaç kadını anne yaptınız?
Sanıyorum 10 binin üzerindedir. Yalnızca bin 500 aileye tüp bebek yaptım. Tüp bebeklere kıymetli çocuklar diyoruz. Tüp bebek yaptırmak için aileler en az beş yıl falan beklemiş oluyorlar. Çocuk sahibi olmak için büyük arzu duyuyorlar. Ama öyle ya da böyle anne baba olmak isteyen herkes için 'hamilesiniz' haberi bir müjdedir. Büyülü bir andır. Hayat boyu hiçbir zaman unutulmaz.
*
Doğum anı çok zor değil mi; anne bağırıp çığlıklar atarken bir çocuğu dünyaya çekip çıkartmak nasıl bir duygu?
Ben doğum sırasında annenin çığlıklarını hiç duymam. Orada yalnızca bebeğin çığlıklarına odaklanırım. Bir bebeğin ilk çığlığı dünyada duyabileceğiniz en güzel melodidir. Onun sağlıklı olduğunu gösterir. Bebek doğunca hemen annesine gösteririm. Benden sonra ilk gören annesi olmalıdır. Bu benim asistanlığımdan kalma bir alışkanlıktır. Çocukta ne olursa olsun annesi onu görmek zorundadır. Sonra kafasında 'bebeğim karıştı mı' tereddütü olabilir. Bir de bebeği asla başka birinin kollarına vermem; verebileceğim tek kişi 'çocuk doktorudur' ki ailelerin de buna dikkat etmesi gerekir. Bir bebeği dünyaya getirmek insana boğulan birini kurtarmak gibi gelir. Onun o an size ihtiyacı vardır. Doğum zor bir durumdur, ama kurtardığınız anda o hayata adım atar.
*
Hiç doğumda bebek kaybı yaşadınız mı?
Bu bir dramdır, kabustur. Doğum sırasında bu risk vardır. 20 bin doğumda bir görülür, ben kendi yaptığım doğumlarda hiç yaşamadım ama asistanlığım dönemimde tüm ekip koştururduk. Bir anne bebek kaybetti mi, ister istemez doktor olarak hayatınız kararıyor. Bu yüzden çok gözyaşı dökmüşlüğüm vardır.
YENİ İMKANLAR VAR*
Bugüne kadar binlerce çocuk dünyaya getirip anne olmayı hiç istemediniz mi?
Bir kadının dokuz ay boyunca annelik döneminde yaşayacağı bütün serüveni biliyorum. Hatta öncesi beklentilere tanık oluyorum. Onlarla birlikte bekliyorum, bazen başarılı olunmuyor onlarla üzülüyorum. Doğumdan sonra bebeği anne hiç istemese bile başka bir duygu kadın kucağına yavrusunu aldığı an dünyanın en mutlu insanı oluyor. Bunları görüyorum ama sonrasını inanın hiç bilmiyorum. Bunları bilmek bana nasip olmadı. Türkiye'de hatta dünyada benim gibi olan pek çok kadın olduğunu biliyorum. Tıp onlara yeni imkanlar sunuyor.
Bugünkü Tüm Yazıları
10 bin çocuk dünyaya getirdi hiç anne olmadı!
Yayın tarihi: 11 Mayıs 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/11/gny/tuzun.html
Tüm hakları saklıdır.