kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 7 Mayıs 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC

Nur BATUR- 'Ordu mu darbe yaptı, yoksa halk mı?'

AB yolundaki Türkiye'nin kaderini kim çizecek?
Atatürk ilkelerinin ve laikliğin güçlü savunucusu Türk ordusu mu? Yoksa "Laik ve çağdaş Türkiye" için sokaklara dökülen milyonlar mı?
Son günlerde Batı dünyasında tüm gözler Türkiye'ye çevrildi. Toz duman arasında yaşananları anlamaya çalışıyorlar.
Hem Washington hem de AB başkentlerine, Ankara'dan her gün raporlar gitmeye başladı. Neler mi yazıyorlar?
Bazı önemli büyükelçilerin gönderdiği gizli raporlardan alıntılar aktarayım.
Önce NATO üyesi bir ülkenin, büyükelçisinin yazdıklarına bakalım. Batılı diplomat şöyle diyor:
"Türk Ordusu, muhtıra yayınladı ama yeni bir siyasi ve sosyal tabloyla karşı karşıyayız... Türkler ilk kez "laik demokratik Türkiye" için sokaklara döküldü.
Milyonların katıldığı mitinglerde "Ne ordu ne şeriat" diye sloganlar atılıyor.
Türk halkı orduyu, Atatürk devrimlerinin ve laik Türkiye'nin güvencesi olarak görse de, askeri darbe istemediğini de ortaya koydu. Türkiye'de büyük bir değişim var. Türk demokrasisinin kaderini bu kez ordu değil sokaklar çizecek."
Ya AB büyükelçileri nasıl bakıyor? Önde gelen bir büyükelçinin raporundan aktarayım:
"Türk demokrasisi ergenlik sancılarını yaşayan bir genç gibi... Türk halkı, ilk kez ciddi bir demokrasi sınavı veriyor. Türkiye sancılı ama demokrasi açısından sağlıklı bir süreçten geçiyor. Bu dönemi atlatırsa, Türkiye'de gerçek demokrasi oturacak."
Bir başka büyükelçi de başkentine şunları yazdı:
"Erdoğan, gizli gündemi olmadığına hala kimseyi ikna edemedi. Sokaklara dökülen Türkler, AKP'nin Türkiye'yi İslam'a sürüklediğine inanıyor. Son olaylar, AB'nin de ciddi hatalar yaptığını gösterdi. Sokaklara dökülen insanların AB'ye tepkisini iyi okumalı ve yaptığımız hataları düzeltmeliyiz."
İşte ilginç bir rapor daha:
"Arka arkaya yapılan büyük mitingler herkesi şaşkına çevirdi. Kimse böylesine büyük kalabalıkların laik ve çağdaş Türkiye'yi korumak için sokaklara çıkmasını beklemiyordu. Mitinglerde kadınların çoğunlukta oluşu çok ilginçti. Bu,Türkiye'nin İslam'a kaymasından en fazla kadınların korktuğunu gösterdi.
Ülkenin 'laikler ve İslamcılar' diye ikiye bölünme tehlikesi güçlendi. Büyük kriz erken seçim kararıyla şimdilik aşılmış gibi ama sandıktan kimin çıkacağı çok önemli. Türkiye büyük bir demokrasi sınavı veriyor."
Raporlarda dile getirilen ciddi kaygılar da var. En büyük kaygı ise meydanlarda esen AB karşıtı rüzgarlar!
Gelelim İslam ve Arap dünyasına! Yaşananlar belki de en fazla onları şaşırttı. AKP'nin Atatürkçü laik sistemle uzlaşmaya başladığını düşünenler oldukça fazlaydı. Hatta, teröre de bulaşan Hamas, FIS ve Müslüman Kardeşler hareketlerine karşı Erdoğan'ı "model" olarak görenler bile vardı.
Şimdi Ankara'daki Arap büyükelçileri "Neler olacak?" diye soruyor.
Ya Washington, Türkiye'ye nasıl bakıyor dersiniz. Washington çok önceden Türkiye'yi mercek altına aldı bile. Başkan Bush'un en güçlü rakibi John McCain'le bir yıl önce Brüksel Forumu sırasında konuşmuştum.
Türkiye'nin AB üyeliğine güçlü destek veren McCain oldukça kaygılıydı. "Türkiye İslam'a mı kayıyor, diye Washington'da soranlar çoğaldı" diyordu.
Kısacası uzun süredir herkesin gözü Türkiye'de ve AKP'de! Şimdi herkes tek bir soruya yanıt bulmaya çalışıyor:
"Türkiye'de ordu mu post modern darbe yaptı? Yoksa ilk kez sokaklara dökülen milyonlar mı?
Bunu 22 Temmuz'da sandık gösterecek!