Okurlar övüyor, eleştiriyor, cesaret veriyor, öneri sunuyor. Türkiye siyasetin 'keskin virajını' geçerken okurun gözü 'özel statü'deki Sabah'ta. Seçimler gazetenin sınavıdır.
Geçen haftaki çağrım yanıtsız kalmadı. Çok sayıda okurumuz gazeteyi nasıl gördüğünü anlattı, anlatmaya devam ediyor.
Genel olarak ağırlık noktası övgülerde. Türkiye'de siyasetin girdiği sert virajda Sabah'ın son günlerdeki tutumuna beğeni yağdıranlar var.
Örneğin
Murat Boynukısa: "Baskılara boyun eğmeyip demokratik dik bir duruş sergilediğiniz için teşekkür eder, aynı tavrınızı benzer tüm konularda göstermenizi dilerim."
Bir kısım okur ise ihtiyatlı bir dille, "neyseniz öyle kalın" yollu cesaret ve destek verme yarışında.
Örneğin
Nedim Konuk: "Yıllardır sizden ayrılmadım. Çünkü umutlu bir bakışla, güvenilir bir gelecek özlemini paylaşıyorsunuz. Yazarlarınız huzurdan, umuttan, özgürlükten yana. Hırçın kavgaları sevmiyorsunuz. Arada dengeler sarsılabilir ama siz Batı'ya dönük yüzünüzü başka yerlere çevirmeyin yeter."
Tabii ki eleştirilerde sert olanlar da var.
Örneğin,
Adnan Can: "Sabah'a TMSF tarafından el konulduktan sonra ana başlıkların hükümet yanlısı hale geldiğini ne yazık ki görüyorum. Biz aile olarak başka bir büyük gazeteyi alırken orada haber ve köşe yazarı kalmamasını protesto edip Sabah'a geçmiştik. Sabah'ın da aynı akıbeti yaşamamasını temenni ediyoruz. Bunları lütfen TMSF de okusun. Gazetemizde bağımsız yazı ve haber istiyoruz, saygılar."
Can'ın "ana başlıklar" içinde hangilerini taraflı bulduğunu açıklamasını, örnek vermesini de isterdim. Eleştiren okurlardan beklentim de bu: Somut örnek verin ki daha rahat değerlendirme yapabilelim.
Gazetenin doğru rotada kalması için tartışma devam etmeli.
Türkiye'nin "keskin virajı" daha sürecek. Yaşanan cumhurbaşkanlığı seçimi ve
Anayasa Mahkemesi süreci ardından, seçim sathı mailine girildi artık. Nereden bakarsak bakalım, erken seçimler siyasetin ve sistemin, seçmenin ve politikacının olduğu kadar basın ve medyanın da sınavı olacak.
"Kaptan köşkü" şimdi farklı bir gözetim altında bulunan "Sabah gemisi" şimdi bu sınavı da yüzünün akıyla vermek zorunda. Okurlar gazeteden dürüstlük bekler.
Seçimler demokrasilerin oksijen deposudur. Bu süreçlerde gazete, haberiyle tüm siyaseti kavramalı, okurun akıl ve vicdanını berrak tutmak için olabildiğince bol, doğru ve dengeli bilgiyi aktarmalı ve aklın, sağduyunun süzgecinden geçen köşe yazılarıyla demokrasi sathında nerelerde durulması gerektiğini yorumlamalıdır.
Üzerinde hiçbir gölge ve şaibe oluşmasına meydan vermeden...
Prof. Yılmaz Esmer'in geçen hafta yayımladığı araştırma, basın mensuplarının kendilerinin bile medyaya çok az güvendiğini, en büyük tehlikeyi "tekelleşmede" gördüğünü anlatmaktaydı.
Biz böyle bakıyorsak, bir de okurları, dinleyici ve izleyicileri düşünün.
Sabah seçim süreci için bugünden itibaren kolları sıvayacak. Aldığım izlenim böyle. Yanıt bekleyenler arasında "acaba gazetenin bir mensubu milletvekili adayı olursa çalışmaya, haber veya köşe yazmaya devam edecek mi?" sorusu da var. Ayrıca bir önemli soru, "Ben bu seçimde falan veya filan partiye nasıl alet olmam?" sorusudur.
Sabah seçimleri nasıl izlemeli?
Fikir ve önerilerinizi bekliyorum.
Yayın tarihi: 7 Mayıs 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/07//baydar.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.