Hülya Avşar, Bruce Willis ve birlikte tatil...

Hülya Avşar ile Bruce Willis adlarını yan yana getiren şey bir film projesi değil basit bir benzerlik.
Ünlü aktör Willis 11 yıl evli kaldığı Demi Moore ve şimdiki eşini Karayipler'deki evinde misafir etmiş.
Aklıma Hülya Avşar'ın, Kaya Çilingiroğlu ve Feraye Tanyolaç ile aynı otelde kaldığı ve "grup" sorusu ile kriz haline dönen tatil geldi.
Her iki örneğe de boşanan anne ve babaların çocuklarıyla birlikte tatil yaptıklarını düşünürsek medeni bir gözle bakmak ya da bakmaya çalışmak mümkün.
Bir şeyi okurken medeni olmak kolay ama başa gelince insan aynı olgun tavrı gösterebilir mi? Ya da bu olgunluk değil de dejenerasyon mu?
Örneklerden birinde eski eş, yeni eş ve bir kadın var.
Kadının anılarını paylaştığı adam mı daha rahattır yoksa şimdiki zamanda olan mı?
Eski eşler birbirlerine seslenirken geçmişteki gibi samimi ifadeler kullanmışlar mıdır, kullandılarsa şimdiki zamandaki adam buna bozulmuş mudur?
Kadın deniz kıyısındaki romantik bir tatilde şimdiki zamandaki eşine sarılırken eski eşin ne düşündüğünü düşünmüş müdür?
Ya da çocuklar bu birlikte yapılan tatilden iyi mi etkilendi yoksa kötü mü? Çocuk için normal olan anne ve babanın birlikte yatmasıdır. Acaba çocuklar için annenin baba ile değil de cici baba ile uyuduğunu görmek ters bir etki yaratmış mıdır?
Daha onlarca soru üretmek ve her birine kendi değer yargılarımızla makul ve mantıklı cevaplar bulmak mümkün. Buradaki sorun değer yargıları nedeniyle herkesin farklı cevaplar verecek olması.
O zaman şunu tartışalım, bu gibi durumlarda belirleyici olması gereken değer yargılarımız mı yoksa çocuk psikolojisi mi?
Eski ve yeni eşler birlikte tatile gitsin diye bir öneride bulunmaya falan niyetim yok. Sadece boşandıktan sonra çocuğunu aramayan anneler, (maalesef daha çok) babalar ve çocuğu için ayda 100 YTL nafaka yatırmayan insanlar (!) olduğunu hatırlatmak istedim.
O tatiller karı-koca sıfatı bitince annelik ve babalık sıfatlarının da bittiğini düşünenlere ders olsun...