kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Nisan 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC

'İstanbul'a geldiğim ilk hafta hiç uyumadım'

Daha önce Tunus, Şam, Bağdat gibi eski Osmanlı vilayetlerinin hepsinde görev yapan Deborah Jones, Osmanlı'nın kalbine gelmenin, İstanbul'da görev yapmanın çok heyecan verici olduğunu söylüyor. İstanbul'da onu ilk şaşırtan ise şehrin büyüklüğü olmuş. Jones, bu kadar canlı ve dinamik bir şehir beklemediğini itiraf ediyor. Boğaz'ın olağanüstü güzelliği Jones'u inanılmaz büyülemiş. "Boğaz'ın en güzel manzarası benim evimde diyebilirim,"diyen Jones, şehre ilk geldiği hafta hiç uyumamış ve evinin balkonundan Boğaz'ı seyretmiş. Jones, İstanbul'a geldiği günlerde yaşadığı bir olayı bizimle paylaşıyor: "Geldikten üç, dört gün sonra şoförümden beni Sultanahmet'e götürmesini istedim ve orada kahve falıma baktırdım. Bu arada ben de bakıyorum kahve falına... Oradayken ezan okunmaya başladı. Daha önce Mekke'ye annesiyle birlikte hacca giden ve oradan beni arayıp ezan dinleten bir arkadaşımı arayıp, Sultanahmet'te okunan ezanı dinlettim." Jones, İstanbul'un, dokusuyla, çelişkisiyle, yenisiyle, eskisiyle bambaşka bir yer olduğunu düşünüyor. Ve "Orhan Pamuk'un İstanbul'unu burada yaşamadan önce okumuş olsaydım belki yine severdim ama bu kadar anlamaz ve zevk alamazdım," diyor. Bu arada kendisine, kahve falıyla ilgili sözlerini hatırlatıyorum. Jones kahve falına bakmayı Şam'da görev yaparken öğrenmiş. "İyi bakabiliyor musunuz?" diyorum, "Bu fala inanıp inanmadığınıza göre değişir. Ama kötü olmadığımı söyleyebilirim, hatta bugüne kadar pek çok insanı şaşırttım. Bir dahaki sefere sizin de falınıza bakarım," diye gülümseyerek yanıtlıyor.