Magazin gazetecilerinin acilen silkinip kendine gelmesi gerekiyor. Şaka değil. Öncelikle kendi iyilikleri için. Her şey Hülya Avşar ile başladı. Avşar, bir magazinciyle kavga etti, ortalık gerildi vesaire. "Münferit bir olaydır," dedik, pek de üstünde durmadık. Sonrası çorap söküğü gibi geldi. Hemen bir örnek vereyim. Hüsnü Şenlendirici'nin "Deniz Seki ile evlenecek misiniz?" diye soran bir muhabire verdiği cevabı duydunuz mu? "Annenle evleneceğim," dedi. Komik mi? Bence değil. Sonra Ebru Gündeş'in, parmağındaki tek taşı soran muhabire söylediğine ne demeli? Önce bir kaşı kalktı, ardından burnundan solumaya başladı. Neymiş efendim, böyle soru mu olurmuş, eli ayağı titremiş, olacak şey değilmiş. Sanki muhabir, sevgilisiyle özelini, fantezilerini falan sordu. Gündeş'in bir cümlesi beni çok düşündürdü
"Sen yenisin galiba, beni tanımıyorsun! Bana böyle sorular sorulmayacağını bilmen lazım." HERKESE, HER ŞEY SORULABİLİR Eh, suç biraz da magazincilerde. Bunları böyle alıştırırsan olacağı budur. Al gülüm ver gülüm röportajlar, danışıklı dövüş haberler derken meslek elden gidiyor aslında. Bütün magazincileri kast etmiyorum tabii. Ünlülere gelince... Hem magazinle var olsunlar hem de magazincileri bu kadar aşağılasın, azarlasınlar... Bence olacak şey değil. Ben bile ekran karşısında rahatsız oldum. Magazincilerin zaman zaman ünlüleri bunalttıklarına şahit oluyoruz. Ama insaf yani, işini yapmaya çalışanlara da bu kadar kötü davranılmaz ki! Kanımca herkese her şey sorulabilir. Önemli olan ne sorduğunuz değil, nasıl sorduğunuzdur. Ben kendi adıma, meslektaşlarımın bu kadar terslenmesini artık hazmedemiyorum. İşin çivisi çıktı.
Bugünkü Tüm Yazıları
Magazinci mi? Azarla gitsin
Yayın tarihi: 29 Nisan 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/29/pz/haber,7A125D4108B4406A980B917E9CC5EBAA.html
Tüm hakları saklıdır.