Metin Şentürk, "Hız rekoru kıran görme engelli olacağım" dediğinde ikiye bölünmüştüm. Bir yanım, "Evet, yapmalı. Bir engellinin hayata nasıl tutunduğunu, ideallerinin peşinde nasıl koşması gerektiğini göstermeli" diyordu. Diğer yanım ise "Yahu bu ülkede zaten dikkatsizlik ve aşırı hız karayollarında binlerce cana mal olurken, bir engellinin insanları hıza özendirmesi doğru değil" diye karşı çıkıyordu. Şimdi Metin Şentürk'ü televizyon reklamlarında izliyorum. Bir şekerleme reklamı için kırmızı Ferrari'nin direksiyonuna geçmiş. Yanında güzel bir hanımefendi, şekerlemeleri ağızlarına atıyorlar. Sonra Metin gaza basıyor ve uçarcasına gidiyorlar. Metin'in otomobili kullandığı yer, pist değil, cadde. Reklamda "Bu film trafiğe kapalı alanda çekilmiştir" gibi bir ibare de yok. (Tamam belki otomobili Metin kullanmıyordur ama izlenim böyle...) Aslında Metin, İstanbul trafiğinde benim yolları paylaştığım pek çok "bakar kör" sürücüden daha dikkatli araç kullanıyor olabilir. Ama bu ülkede trafiği daha fazla ciddiye almamız gerektiğini düşünüyorum. Metin'den beklediğim bilgelik, Ferrari'sini satmasıydı. En azından reklamlarda...
Bugünkü Tüm Yazıları
Ferrari ve bilge olmak üzerine
Yayın tarihi: 25 Nisan 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/25/gny/haber,B8A9669139D444A1BB242775C005360F.html
Tüm hakları saklıdır.