İmaj işi dahiliye doktorluğu gibidir. Hasta doktora gider. Neresinin ağrıdığını bilir. Neden ağrıdığını bilmez. İmaj da öyledir. 14 Nisan mitinginde medyayı değerlendiren köşe yazılarına baktım bu açıdan:
"
Türk medyasının bir bölümünün geçen hafta girdiği sınavın adı da 'medyanın haberle imtihanı'ydı. Sonuç: Sıfıra sıfır, elde var sıfır! "
Hasan Pulur "
Hiç değilse tarafsız sayabileceğimiz medya, birkaç muhabiriyle sıradan vatandaşla da röportajlar yapabilmeliydi ."
Meral Tamer "
Türk basını, bu unutulmaz utançla yaşayacak bundan sonra ."
Yılmaz Özdil "Yüzbinler haykırırken onlar magazin, belgesel, eğlence programı yayınlıyordu. Bu nasıl gazeteciliktir? Bu nasıl haber anlayışıdır? "
Emin Çölaşan "
Daha sonra yayın yapmadıkları için ağır eleştirilere maruz kalan özel televizyon kanalları (TRT ayrı bir vak'a!) kendi kafalarındaki çerçevenin tuzağına düştüler, olayın nitelik değiştirdiğini göremedikleri için habere giremediler.. ."
Haluk Şahin "
Neyse.. Üzülmeyin TRT'ciler.. Yalnız değildiniz !"
Melih Aşık "
Bakmayın siz dünkü mitingi küçümseyen medyaya. O gazeteler ve TV'ler olayı değil, kendilerini küçülttüler ."
Güngör Mengi "
Bu olayları okurlarına ve seyircilerine yansıtma görevi üstlenmiş olması gereken 'medya' ise, meslek yaşamımda görmediğim bir gaflet içinde göründü. "
M. Ali Kışlalı " Türk basını kötü, Türkiye'yi kötü bir yere götürüyor ." Cumhurbaşkanı Yani doktor medya neresinin ağrıdığını biliyor, ne yapacağını bilmiyor. Sağlığına kavuşmazsa hem onun hem onu bu hale getirenin sonu iyi olmuyor. Tıpkı mezar taşındaki "hastayım dedim inanmadılar" durumu. Nereden mi biliyorum? "Demokrat Parti ve Basın" üzerine araştırma yapıp, yazmış olmamdan. Hem ders almayıp tarihi tekerrür edeceksin hem de tekerrürden şikayet edeceksin.
Bugünkü Tüm Yazıları
Medyanın hali: Hastayım doktor
Yayın tarihi: 22 Nisan 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/22//yildiz.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.