5 savaşçı ve Murat

Dün gece İnönü Stadı'nda bu sezon ilk defa Avrupa'nın üst düzey ligleri temposuna yakın, kıran kırana bir puan mücadelesi izledik. Beşiktaş'ın maç öncesi işi oldukça zordu.
Geçen haftaki sürpriz iki puan kaybının yarattığı stres, kalede uzun süredir forma giymeyen, üstelik ciddi bir sakatlığı da olan Murat ve de Antalyaspor'un ligin ikinci yarısının en iyi futbol oynayan takımlarından biri olması Beşiktaş'ı bekleyen zorluklardı.
Siyah-beyazlılar bilhassa ikinci yarıda beklenmedik büyük bir baskı altına girip, nefes alamamasına, ölüp ölüp dirilmesine rağmen, 5 savaşçısı ve kaleci Murat mucizesi ile inanılmazı başardı. İnanılmaz diyorum çünkü ikinci yarıyı seyretmeyenlerı inandırmak çok zor.
Beşiktaş'ta her zaman vurguladığım gibi en önemli sıkıntı kollektif yetersizlik. Buna karşılık Antalyaspor saha içi organizasyonu en iyi takımların başında geliyor. Büyük bir mücadele içinde geçen ilk yarı boyunca genelde misafir takım oyuna hükmetti. Risk almaktan da çekinmiyorlardı. Kora kor geçen ilk yarıda Beşiktaş için bu risk anlayışı önemli bir avantaj oldu. Geride kalabalık, alan daraltan kurguya özen gösterip, ani çıkışlarla gol aradılar. Sanki deplasmanda oynayan kendileriydi. Ancak iyi oynayan rakiplerine karşı bu taktik doğruydu. Nitekim serbet oynamanın da avantajı ile ilk yarının başarılı isimlerinden Delgado, ilk yarının sonlarında güzel bir golle takımına skor avantajını getirdi.

ANTALYA TEK KALE OYNADI
İkinci yarıda sahada tek bir takım vardı: Antalyaspor . Müthiş bir tempo, birbirinden başarılı organizasyonlarla Beşiktaş'ın üstüne gittiler. Beşiktaş'a mutlaka ikinci gol lazımdı. İki kontratak girişimini değerlendiremediler. Ardından artık kontratak yapacak görüntüleri de kalmadı . Ön liberoda Serdar ve 4'lü defans bloku arkadaşlarından hiç destek görmeden dalga dalga gelen ataklara set çektiler. Murat da müthiş kurtarışlar yapınca zoru başardılar.
Elindeki kısıtlı imkanlarla Yılmaz Vural günümüz futbolunun ilkelerini sahaya yansıtan çok iyi bir takım meydana getirdi. Kendisini yürekten kutluyorum. Yalnız bir tane ciddi eleştirim olacak. Ahmet Dursun'u ilk yarıda Ali Zitoune'ye tercih etmesini mantığımla bağdaştıramadım.
Hakem Barış Şimşek zorluk derecesi yüksek maçı az hatalı, en önemlisi de objektif yönetti.