Takımlarında sembol olmuş isimlerin başka kulübe, hem de ezeli rakibe transfer olmasına karşıyım. Tuncay, H.Şükür veya Tümer takımlarında kalmalı. Ama profesyonellikte tercihler farklı olabiliyor. Ya da şartlar oyuncuları başka kararlar almaya zorlayabiliyor.
Tümer'in hikayesi de böyle... Tigana istemiyordu. Bu arada F.Bahçe'den teklif geldi; görüştü. Sonra dönemin 2.başkanı Murat Aksu'nun karşısına çıktı. "F.Bahçe ile görüştün mü?" sorusuna "Evet" yanıtını verdi. Sonra, F.Bahçe Başkanı Yıldırım'ın karşısına çıktı; "İyi düşündün mü? Çok tepki göreceksin. Kaldırabilir misin?" dendi. Başka çaresi kalmamıştı; "Kaldırırım" dedi.
Ardından imza attı. "Beşiktaş'ı, taraftarını ve bana kattıklarını unutmam mümkün değil. Haklarını helal etsinler" dedi. Beşiktaş yöneticileri buna, "Bizi sattı, gitti. Midesiz" türünden yanıt verdiler. Şimdi Tümer İnönü'de yuhlanıyor, pankartlarla hakarete uğruyor. Üstelik bir sene önce kupa kazandırdığı halde. O tribünde, Tümer'e küfredenler yukarıda saydığımız olayları yaşasa ne yapacaktı?
Kulübü boş mukavele imzalatmak isterken, 1.5 milyon euroyu karşılarına getirseler ne diyecekler? Tümer, kimseye terbiyesizlik yapmadı, kendi doğrusunu seçti. Adaletsizlik yapan aranıyorsa, duygusal ortamı bahane gösterip futbolculara köle gibi davrananlara bakılmalı.